- bu hikaye bana ingiltere de yardımcı olan ilk patronumun hikayesi olacaktı. hikayenin gidişatı sadece beyto ile sınırlı olmadı.
bende anlattığım ve acleden bircok mantık hataları, eksıkleri olan ve kendime göre sonunu iyi bitiremediğime inandığım;
(bkz: lan artık kafayı yiyecem anlatmam lazım) isimli hikayenin daha detaylı ve doyurucu bir biçimde yazılmışı. - lan valla sardı beni bu hikaye anlatma işi rahatladım durun anlatayım
ama çaps yok abartan şerefsizdir
hatırlarsınız beni bu sara jane siktir etti ben londrada bir türk kahvesine düştüm yağmur yağiyordu işte yan masadan bi herif
arkadaş millet iş yok diyor kahve adam dolu
ben dedim abi ben çalışırım çalışma iznin oturumun varmı dedi yok abi ama vizem var ingilizcem iyi falan dedik çıktık hing wecommbe denen yere
yolda konuşmaya başladık lan zaten doluyum bu bi sordu soracağına pişman oldu sara jane aşşa sara jane yukarı adamın kafasını iyice siktim
lan salak herif kaşar amnk ne sara jane ler yalamıştır yakışıklıda bişi lafımı kesti
bak bilader burası ingiltere burada yapacağın tek bir iş var ya kebabcı olacaksın ya kebabcı olacaksın siktirme sara jane ni
dakka bir gol bir lan göt oldum
sustu bu kırmızı bir bmw si var ama şekilli bi araba dilimi götüme soktum bir bilinmeyene gidiyoruz
ama allaha dua ediyorum tabii götümüz sıkıştı allah peygamber aklımıza geldi - bilen bilir :-))) londra ile hing wecommbe nin arası en fazla 45 dakika araba ile saat gece yarısına yaklaşıyor lan bu memleket vallahi cenebet bi pislik çoküyor gece olunca gündüzde aynı gerçi bakıyorum camdan tek katlı evler işik yok kasvetli bir hava alışmışız biz alanyada işikların kahkahaların arasında şen şakrak sikimiz götümüze denk alem yapmaya
babalar öyle bir hayat vardıki alanyada amerika körfez savaşını başlattı bizim 10 gün sonra haberimizx oldu
neyse wecommbe denilen yere girdik orta halli bir kasaba ağzımı açmaya korkuyorum cebte para var ama herif bizi siktier ederse ne bok yerim bu dedi bana kebap da çalışacaksın ben sanıyorum böyle uludağ kebabcısı gibi şekilli bir resteurantta çalışacam - seni bizm çocukların kaldıği daireye götüreyim sonra ben van a dönecem dedi abi van ne dedim
adamın bir bakışı vardı allah sizi inandırsın kalbim ağzıma geldi lan zaten bu sabah siktir edilmişim bide gece yarısı kovulmayalım olur bile diyemedim biraz dolaştık ara sokaklardan yine kasvetli bir sokağa girdik kapkaranlık bir yer arabayı park etti indik iki katlı bahçeli bir evin önüne lan dedim amına koyum allahın kebabcısı bile böyle bir evde kalıyorsa normal vatandaş yüzme havuzlu bir köşkte kalıyordur hiç ağzımı açmadan indik arabadan kapıyı açtı ev o kadar ahım şahım değil ama ev işte ne yapalım üst kata çıktık oda burası dedi sevindim lan adama bak koskoca oda verdi bana al dedi buda anahtar ana kabının ki bu odanınki bu iki anahtar verdi. - lan dedim ne gerek var odayı kitlemeye
kapıyı açtık amnk geberecektim kokudan oda leş ötesi ışığı açtı yer yatakları var göt kadar odada birde televizyon herif beni bıraktı gitti amnk biraz sonra çocuklar gelir sen yat uyu lan nasıl yatayım nereye yatayım tuvalet nerde
allahtan karnım aç değil
lan sar jane orospusu şu an senin kollarının arasında uyuyor olacaktım. oturdum beklemeye başladım televizyonu açtım lan bunların televizyonlarıda kıl hepsi suratsız tipler adamların ne değide anlaşılmıyor lovvleee lovleee diyip duruyorlar dedim kocaman ev niye bir odada kalıyoruz ki amnk sonra anlayacaktım zaten - beyler hiç kasmaca yok o bpku bir kere yedim sizde bende uykusuz kaldık neresinden bakarsan bak sanal yarın sabah gerçek hayat var ne siz işinizden gücünüzden olun ne ben sicip sivayim bu defa çapsda yok karizmayı çizdirmeyelim
yaldır yaldır yazacam söz
sakince konuları dağıtmadan ortamı kasmadan hem benim hikayede bir çok eksik var onlarıda bağlarız böylece
beytonun yanında oralarda tanıştığım birçok eleman var kan davasından kaçan var, türkiyenin en büyük nakliyat şirketinin eroiman oğlu evlatlıktan red edilmiş olan var, siri lankalı bir manyak vardı temil gerillalarından kaçan çok var yani ben düzgün imla kurallarına uyarak tatlı tatlı yazayım benim hikayenin yanında ne hikayeler var yazalım
hem inciye bir faydamız olur amnk
adam haklı beyler
@2 sikmiş
@anan
@ özet geç
muhabbeti nereye kadar yaldır yaldır yardıralım - evet arkadaşlar ilk yazdığım hatta kustuğum hikayeyi inanın daha okumadım çoğu yerini sadece aldım bi rakı-bira sadece yazdım. ne imla hataları ne başka birşey
dedim ya alkollüydüm ve bıkkın ben bu hayatımım belirli anılarını rakı masalarında anlattığımda milletin gülmekten gözlerinden yaş gelir.
ilk anlattığımda sizinde bilmediğiniz birçok olay var pass geçtiğim. aslında sara jane, kapıcılık günleri falan girmeyecektim odaklanmam gereken kristina idi ama başladık arkasıda geldi.
şimdi ağır ağır uzun uzun detaylara gire gire anlatayım.
bakın.
aponun yakalanması,
insan kaçakcılığı,
leeds maçından sonra çıkan olaylar,
11 eylül olayları,
bu prenses diananın ölmesi gibi bir çok konun tam ortasındaydım. daha objektif olabilirim.
şimdi niye burda yazıyorum. bakın benim üç beş tane ekşici piç gibi internet yıldızı olmaya hiç niyetim yok. ben kendi haline bir adamım. muhabbeti severim.
inciye vefa borcum var. başıma gelen olaylar, iş stresi siz sevgili piçler en boktan anlarımda yüzümü çok güldürdünüz. morelimi çok düzelttiniz bir beklentim olsa şu muhabbetten açarım bi twiteer mi ne orda yazarım.
ama incinin sikip yıldız yaptığı bir yere yakışmaz bu cillop gibi hikaye siz ile başladık sizle devam edelim.
hem reklamımız olur amnk.
elimden geldiğince eski fotolardan caps vermeye çalışacağim. tarihlerde karışıklık olabilir günlük tutmadım.
liseli ergen piçler küfür edebilir. seviyorum ben o sikikleri bicir bicir orospu çocukları.
isveç olayını pas geçiyorum.
pek kayda değer bişi yok. paso mala vurduk işte.
beytodan başlayalım yazdım zaten dün biraz bu gün devam ederim ama hizlı yazmayacağım ağır ağır. sıçmadan sıvamadan. - neyse;
birkaç saat öylece bekledim boş boş sara jane düşünüyordum. lan iyi posta koydukta bu işin sonu nereve varacaktı. 6 aylık vizem, cebimde yüklü miktarda param vardı. alış verişe gidecektik yarın. valiz sizlere ömür olmuştu.
nereden nereye.
barışırdık eminim. pencereden dışarı baktım. puslu bir hava göz gözü görmüyor. kapkaranlık. ileride bir kilise vardı sanırım. sarı işiklı bir haç vardı duvarda. büyükce.
etrafı incelemeye başladım.
yer yatakları vardı. leş gibi elbiseler etrafa saçılmış. buram buram sefillik akıyordu. her taraftan.
sikimde bile değildi.
çok fazla kalmayacaktım ki burada. sara jane ile barışırız çeker giderim amnk.
isveçli ne yapıyordu? birkaç kez aramıştı evi. birşeyler gevelemiş kapatmış. kadına bir de eşşek gibi telefon parası bırakmıştım eminim. günde iki defa ingiltereyi, hergün ankara'yı, eşi dostu. afyonda ki arkadaşı arıyordum.
sorun değildi. parası vardı. ama böyle sik gibi tek başınıza kaldığınızda aklınıza geliyor vicdan muhasebesi yapmak ya da duygu masturbasyonu çekmek.
bir ses geldi. ana kapı açıldı.
küldür paldır merdivenlerden bir ton adam çıkmaya başladı.
ayağa kalktım. yorgundum.
içeri acayip tipler girdi. hepsinin üzerinde kirli beyaz dennis's kebab yazan kirli t-şörtler. selam verdiler, hoş geldin dediler soğuk bir biçimde.
al dedi bir tanesi sana yiyecek birşeyler getirdik. kola ve karışık kebab yanında salata (lan salata bildiğin lahanadan yapılmış) kebabın üzerinede acayip bir şey dökmüşler.
bunlar kendi aralarında acaip bi dil konuşuyorlardı.
- lan faking amına koyum yarın shopa gitmem lazım offum yarın.
- olm ben şop şop gezdim fakin hiç bir şey yok.
falan benimle hiç muhatap bile olan yoktu. - insan bekliyor amnk. lan bişey sorun, nereli olduğumu sorun sorun işte. hepsi alkollüydü.
ceplerinden bir kağıt gibi birşeyler çıkardılar. başladılar acayip bir lisanda bir sürü isim saymaya. ben sara jane düşünüyorum bir yandan acayip birşey yiyorum. kebabın üzerine birşey dökmüşler. ekmekler bi acayip böyle lavaşa benziyor ama değil.ama lezzetli. bunlar paso ders çalışır gibi birşeyler konuşuyor.
birden yan odadan birisi duvara vurdu.
anlayamadım ama adam bize ana bacı düz gidiyordu. galiba.
bu bizim elamanlar hiç siklemedi bile.
- la fakin amuuğaa kayarız kantt.
diye gürledi. dikkatimi çeken herifler kebabcıda çalışıyorlardı ama kolları benim belim kadardı. lan bunların hepsi vucut çalışıyor amnk. diye düşündüm.
sen yat istersen dedi birisi bana.
nereyede yatacağım dedim.
fark etmez dedi yat birinde.
tuvaleti sormaya korktum. bunlar yine devam etti ders çalışmaya. yorgunluktan sızıp kalmışım. saate baktım uyandığımda sabahın körü. borumbok rüyalar gördüm.
indim aşşağıya tuvalet aradım evde tuvalet yok amnk. yukarı çıktım bu memlekette tuvaletler hep üst katta olurmuş.
öğrenecektim herşeyi ama iyice törpülenerek.
bahceye çıktım. köşede bi market tarzı bir yer vardı.
hindistanlı bi adam vardı.
bi sıgara aldım. dolapta sanwiç tarzı üçgen tost ekmeğine birşeyler vardı. bir tane tavuklu aldım oturdum. etrafı seyretmeye başladım.
lan filimlerde ki gibi.
mr.smith ve mr. brown tipli herifler vardı etrafta. insanlar çok kibardı birbirlrine karşı. güzel kızlar vardı.
ama siktiğimin havası hep kapalıydı.
saatlerce bekledim.
elamanlar köpek gibi içmiş.
daha uyanmamışlardı.
lan dedim öğlen servisine geç kalacaklar.
uyandırsam mı?
yemedi. bekledim. saat iki gibi kalktı bunlar. - - günaydın. dedim amma uyuduz yaa.
hiç konuşmadılar garip garip yüzüme baktılar. birer sıgara yakıp yine o kağıtları çıkardılar. ben bekliyordum. üzerim leş gibiydi. elbisen yoktu giyecek. soramıyorum ki adamlara.
neyse;
beyto geldi. bunlar hiç konuşmadan doluştular kırmızı bmw ye bende sıkıştım bir köşeye. beyto ve elamanlar yine o acayip kağıtlar hakkında yine o garip lisan ile konuşuyorlardı.
15 dk. falan sğürdü arabayı. bir evin önünde durduk. kucağında çocuk hafif tombul bir kadın bizi görünce çıldırdı. arabaya yaklaştı. o siktiğim aksanı ile beytoya giydirmeye başladı. kebabınızı sikerim yeter artık diye bağırıyordu. bizim elamanlar yine, hiç siklemedi bile. beyto; amına kodumun orospusu. dedi. karıda türkçe orospu cocuu, amcıkk, falan dedi.
indik arabadan.
arka bahçeye geçtik.
kulube gibi bir yer vardı. - herkes robot gibiydi. boş boş bakıyorlar hiç konuşmuyorlardı. sadece o garip kağıtları çıkardıklarında kendi lisanlarında hararetli bir biçimde tartığıyorlardı.
girdik kulebeye. oldukca temiz bir mutfaktı burası. tertemizdi. bunlar bana bir önlük verdiler. kendileride bir önlük çıkardılar.
adının erol olduğunu sonradan öğrendiğim yarma.
sen şu soğanları soy dedi. bir çuval sağan. olur dedim. ama böyle birşey görmedim soğanlar hayvani boyutlardaydı.
soymaya başladım. - kimse konuşmuyordu.
beş kişiydik. bir tanesi buzluktan büyük parçalar halinde kıyma çıkarmaya başladı. bir tanasi bu kıymaları satırla kırmaya. bir tanaside bu kıymaları alıp harç karma makinasına benzer bir alete doldurmaya başladı.
kimse konuşmuyordu. dışarıs soğuktu. üzerim leş gibi iki gündür banyo bile yapmamıştım. cenabettim gerçi. sara jane ile gece tepişmiştik. sabah siktir edilmiştim. neyse;
kıymalar hamur gibi oldu. bunlar torbalardan acayip birşey çıkardılar ve döner takmaya başladılar. buz gibi donmuş kıymayı ellerinde yuvarlıyor. top haline getiriyor, eziyor ve şişe geçiriyor. üzetinede o deri parçasını koyup iyice yurmukluyorlardı.
hiç konuşmuyorlardı.
sadece robot gibi çalışiyorlar.
soğanlar bitti.
aldı biri doğramaya başladı 3 dakika sürmedi. çat çat çat dilimledi elaman ince ince. bana kırmızı ve beyaz lahana verdiler. gerçi lahanada bir acyipti. kavuna benziyordu. soy bunları dediler. o sırada döner bitmişti.
ben lahanaları soydum bunlar rendelediler. domates kestiler.
adamlar deli gibi çalışıyordu.
1 saat geçmeden işler bitmiş. temizlenmiş. bunlar ellerini yıkadı çıktılar. daha kahvaltı bile yapmamışlardı.
takıldım peşlerine bana gel bile demediler.
hızlı adımlar ile yürümeye başladık.
hiç konuşmuyorlardı. - sonra;
bet office yazan bir yere girdik. her taraf televizyon.
köpekler koşuyor, atlar koşuyor, acayip bi bilardo oynanıyor böyle bir sürü küçük top var halı saha kadar bir masada acayip bi bilaro, kriket oynanıyor. onlarca televizyon. içerisi aynı üç filim birden devamlısinamaları gibi. karanlık karanlık tipler. herkesin elinde o kağitler bir şeyler izliyor. bir de bu filimlerde gördüğüm oyun makinaları var.
lan bildiğin kumarhane burası.
bizim elamların hepsi bir köşeye geçti. beyto da geldi bunlar başladı deli gibi bahis oynama. adamlar kendilerinden gçmiş amnk.
biraz seyrettim. iğrenç bir ortam. karı kız yok. karı kızın olmadığı her ortam benim için iğrençtir abi.
çıtım dışarı. mağazalar falan var. bi telefon kulubesi buldum, iyi evi arayım bari.
anneyle konuştum başka kimse yokmuş evde. girdim bi mağazaya birkaç bir şeyler aldım. çıktım.
tekrar kulubeye gittim.
annemi bir daha aradım.
1 coin lerle konuşuyordum tam telefonu kapattım.
dur dedi bizim kebabcılardan biri.
olm 1 coin attın, 87 p. var kapatırsan bozukluğunu geri vermez. 20 p. attı bu 1 coini geri aldı.
sen ne yaptın böyle.
alış veriş yaptım.
güldü yarrak gibi.
iyi yapmışşın öğreneceğin çok şey var. seni çok sikerler burda. hadi işe başlıyoruz.
dedi. - gittik ana caddeye.
bilen bilir diyecem de nerden bilecekdsiniz ibişler. wecommbe küçük bir kasaba. saat altı gibi biz mc.donaltın yanında beklemeye başladık. elamanlar gitti bi kahve, çay su falan aldı. ama şeker, peçete ne bulurlarsa toplamış gelmışler.
öğrenecek çok şeyimiz vardı.
- ne aldın dedi. bir tanesi.
giyecek hiçbirşeyim yok. çamaşır falan.
- lan para verdim deme.
- verdim.
dur bi.
adın ne senin?
- angutyus.
bak dedi.
burada giyime, televizyona, radyoya, ayakkabıya para verilmez. yapma bir daha.
- olur dedim. tamam.
land roverin arkasına bağlı kocaman bi karavan geldi. park etti. üzerinde eşşek gibi denniss kebab yazıyordu. girdik içeri. bana bir t-shirt verdiler. bunlar yine deli gibi çalışmaya başladı. döner vardı. donmuş. bir ızgara ve sabah hazırladığımız şişler, salatalar.
dönerin altı yakıldı.
lan hani uludağ kababcısı gibi bir yerde çalışacaktık. papyon yok, tirbişon yok, adisyon yok, kalem yok.
lan siparişleri nasıl alacağız? - birkaç dakida geçmeden.
karavanın önünü açtılar. döner en az 120 kg lik. bunlar bir çalışıyor kafayı yersiniz. makina gibi. bende sik gibi dikiliyorum.
bizi seyret angutyus dedi birisi. karışma hiçbir şeye sadece seyret.
15 dk. sonra kuyruk olmuştu karavanın önünde. bir saat sonra millet birbirini sikiyordu.
lan yorulmaz mı bu elamanlar.
sara jane anan diyorum anan.
müşteriler tam ingiliz beyfendisi. birisi durmadan döner kesiyor, birisi ızgarada isminin 1/4 paunder olduğunu öğreneceğim burger ve tavuk, şiş pişiriyor. birisi ekmeleri ısıtıp ortasını açıyor. biriside sarıp sarıp veriyor.
beyto ortalarda yok.
beni görenler.
- hello ladd. falan diyor.
lan ibneler ladd ne?
neyse
iki tane zenci geldi.
bizimkiler bunlara döner verdi. beni gösterdiler zenciler kafa salladı. gitti. zenciler dik dik yüzüme baktı.
lan sara jane anan kızım anan.
sonra.
saat 10 a doğru beyto geldi. bizim elamanlar daha hızlı döner kesmeye, daha hızlı ekmek ısıtmaya başladılar.
lan sokak bom boş amnk.
saat 11 olunca.
birden doldu ortalık. puplar dağılmıştı.
lan ben bu kadar orospu çocuğunu bir arada görmedim valla.
küfürler, kavgalar, havada uçuşuyor.
millet zurna amnk.
bir tanesi ben parayı ödedim dedi.
elaman yarrak ödedin. dedi türkçe.
herif
wa you talkın frik. flan dedi. karavana tekme attı.
bizim elamanlar bir anda döner bıcakları, masatlar ne bulurlarsa herifin karşısına dikildiler.
ananı sikim demeye kalmadan herif bayıldı parayı - şok oldum amnk.
elamanlar hiçbir şey olmamış gibi işlerine döndüler. ingilizler birden liseli piçler gibi sıraya girdi.
bir süre devam etti yine sorhoş lavuğun biri çıktı arıza yaptı. bizim elamanlar can atıyorlar olay çıksın diye. sanki.
bir şişe viski aldılar. hem vuruyoarlar hem çalışıyorlar.
sonra uzun boylu hayvani bi çocuk geldi.
abiler kolay gelsin dedi. türktü çocuk.
ben gördü.
ooo düşürmüşşsunuz bir taze.
hee dedi biri yeni gelmiş.
lan bırakın çocuk bi soluklansın amnk. soktunuz herifi hemen kebaba. selam bılader dedi.
sağ ol dedim.
ilk kez birisi selam verdi amnk. elaman izmirli. herifin yüzü gülüyor konuşurken.
başladık muhabbette.
iyidir buralar dedi. ben okuyorum londrada. burger king de part-time çalışıyorum. varsa imkanın bulaşma bu kebab işine git başka bir iş bul. bir bulaşırsan bu adamlara dönersin.
ne yapayım. zaten dönerin yakında türkiyeye. benim kızla tıştık.
yarrak dönersin dedi elaman. ingilterenin sütlü çayın sirkeli patatesini yiyen bir daha dönmez. - sen takıl şimdilik.
bakma iyi çocuklardır. sağlam elamanlardır. yardımcı olurlar. ben kaçıyorum. izinli bir gününde takılırız gezdiririm sana buraları. londraya gideriz madien denilen bir kasaba var güzel bi diskosu var takılırız işte.
lan ne takılması lavuk. sara jane bekliyor piç. kız merak etmiştir amnk. gurur yaptık zaten.
neyse
bu elaman gitti.
ben kaldım yine tek başıma. lan deyyuslar banada versenize viski amcıklar.
baktım soran yok. bende doldurdum kendime. beyto yine gitmişti.
lan ne garip adamlardı bunlar.
saat iki gibi birden bunlar ayaklandı. deli gibi döner kesiyorlar, ekmek ısıtıyorlar, 1/4 burger pişiriyorlasr. beyto yine geldi. belliki kalabalık olacaktı. lan bu saatte işkenme salanomu burası. diskolar dağilmaya başladı.
ortalık harbiden anasının amına döndü amnk. onlarca kişi akıyordu kebaba.
millet zurna olmuş.
bizim elamanlar zurna olmuş.
bağırtılar- küfürler, tehtidler gırla bitti saat üçe doğru.
bunlar başladı teizliğe o kadar seri ki adamlar yarım saat.
kapattık karavanı.
çopler döküldü.
şöföre telefon edildi. yola çıkıldı.
beyeler ne dikkatimi çekti.
abi en kıral ingiliz kızları zenciler sikiyo. biz türkler bunlara arap diyoruz orda.
gerçi bir ülkenin milli takımında zenci varsa ingiltere, fransa,hollanda gibi inanın karılarını kızlarını hep zenciler sikiyor.
vardık odaya amnk. - benim kafa kadayıf ank.
çene bi açıldı benim bu elamanlar dinliyor.
alanyadan başladık, isveçliden çıktık sara jane bağladık olayı.
lan sen vizeli mi geldin dedi birisi.
hee
erol ve ferhat ankarada wimppy denilen bir yer açılmıştı sonra ankaranın ilk burger king i oldu. kızılaya giderken. orda çalışırken kıbrıslı patronları (ingilterede 6 tane burger king var) wimppyi açmış ankaraya ve bu lavukları getirmiş. bular vize bitiminde vınnnnnn...
erol iltice etmiş.
ferhat bir ingiliz kadınla evli oturum bekliyor
4 sene falan olmuş.
kadir niğde aksaraylı. 16 yaşında evlenmiş karısı memlekette kaçak gelmiş italya üzerinden. iki ay olmuş iltica etmiş. geçice oturum vermişler.
ahmet abi 40 yaşlarında ordu lu. 18 senedir ingilterede evlenmiş boşanmış yakın zamanda oturumu var. ordu daki karısını ve çocuğunu getirecek.
beyto çok küçük yaşta ulusoylar tarafından getirilmiş. kıbrıslı bir kadınla evlenmiş. boşanmış londrada tekstilde çalışmış. boşanmış. üç cocuğu var londrada. şu an bir ingiliz ile evli bize sabah küfür eden 2 çocuğu var. adam tam bir muamma. - ara beyler. dükkandayım biraz çalışayım. devam ederiz sonra. sizde işinize gücünüze bakım. porno falan seyredin biraz.
- bu adamların hepsinin ortak bir özelliği vardı. kollar, baldırlar hayvan gibi eller eski yeniçeri efsanelerinde ki gibi sanki; duvarı tokatlarmıymımış neymış öyle. adamlar bir acayip.
kendilerine göre bir dilleri bir lisanları var.
türkçe, ingilizce karıştırıp sonuna da mutlaka amına kodumun fakingi, sıktığımın kantı, orospu cocuğunun vankırı ekliyorlardı.
hiçbiri türkiye ile ilgili soru sormuyordu. nereli olduğumu bile merak etmediler.
bak dedi ordulu ahmet abi.
siktir et ingiliz kızı falan daha vizenin bitmesine çok var. ya seni evlendirelim oturum al ya da iltica et. siyasi mülteci ol.
abi o ne? dedim saf saf.
faking lan bilmıyormusun???.
neyi abi ??
olum burada nasıl kalınacağını, oturum alınacağını, ingiliz pasaportu?
abi ne yapayım? ben dönerim geri. sara jane ile ortamı düzelteyim.
hepsi gülmeye başladı.
bir yandan içiyoruz bir yandan bu abiler dün anlamadığım kağıtlardan konuşuyorlar.
yarınki at, köpek yarışlarının listesiymiş. adamlar gece gündüz onların deyimi ile beygir-it koşturuyorlar.
ferhat başladı lafa. ankara'lı olan
- amına kodumun karısı ile niye evlendim lan? hayatımı sikti. aldığım üç kuruş veciz. yarısı beygirlere yarısıda bu karıya gidiyor. memleketten herkes para istiyor. ne sanıyorlar lan bunlar.
erol -
olum demedik mi sana evlenme. bas immzayı iltica et. amnk. haftada bir gidiyorsun veriyorsun imzayı. işsizlik parası bile alıyorsun?
lan ne diyordu bu herifler? nece konuşuyorlar.
- yaa abiler benim bi duş almam gerek kaç gündür yıkanmıyorum. ama malzeme yok. giyecek bir şeyde yok doğru düzgün.
erol.
- al şimdilik kullan şunları ben sipariş verdim yarın sana gelecek elbise falan.
- olçulerini mi verdin lan o araba? o piç iyi lan adam ne istersen getiriyor.
prk bi bok anlamadım ama gittim bi duş aldım. vurdum kafayı uyudum. - saat 11 gibi uyandım. sıgara falan aldım birde o üçgen sandwiçlerden. bizim paşaların uyanmasını bekliyorum.
sara jane olaylarına hiç girmeyecem. malüm biliyorsunuz karı 30 kere siktir etti.
evde tahminim 4-6 oda vardı. her odada ayrı kişiler kalıyordu. o yüzden anahtarları vardı her odanın. mutfak-banyo ortak kullanım alanıydı. mutfak pek kullanılmaz ingilterede olsa olsa biraz tost ekmeği, kondserve fasulye, yumurta, tereyağ, reçel falan. zaten biz kullanmıyorduk mutfağı.
elamanlar uyandı. beyto geldi yükledi bizi kırmızı bmw ye gittik yine bu kulubeye. yine aynı işler. abi adamlar nasıl çalışıyor? ben böyle birşey görmedim amnk. ben bir çuval sağan spyana kadar elemanlar işi bitirmiş. beyto sen de başla buğun. pitta bread leri falan ısıt artık öğren birşeyler.
tamam abi dedim.
adam hiç muhatap olmuyordu benimle. öbür elamanlarla arası çok iyiydi. sonradan öğrendim bu adam kebabdan anlamayan yeni elamanları hiç sevmezmiş. baş kumandan sanki pezevenk.
ama
bu adama çok şeyler borçluyum. ferhat, erol, kadir ve ahmet abi.
sonra gittik tekrar bet ofise orada bir tane daha elaman var. aydın. buda istanbulluymuş. kendi haline efendi bir tip. beyto bunu işten kovmuş. bir ingiliz kadınla evlenmiş oturum için. kadının iki çocuğu var.
bu adamlar bet ofiste kendilerine geliyorlar lan.
adamların yüzünde güller açıyor amnk.
bu nasıl dayanışma.
bu nasıl heyacan
bu nasıl coşku.
köpekler, atlar koşmaya başlayınca adamlar nirvanaya ulaşıyor. yüzlerini bir huzur kaplıyor.
adamlar öyle bir sarmışki kumara. atlar, itler koşarken bir yandanda bu gazinolarda olan kollu makinaların daha sadesi ile uğraşıyorlar. çıktım dışarı.
aklınızı sikim dedim.
kendi kendime. - bunlar bastılar bütün paralaraları atlara eşşeklere geldiler.
gittik yine aynı yere. yine mc donald çay kahve durumu. yine aynı işler yine aynı işler.
lan bu adamların hayatı hep aynı.
hiç aksiyon, sikiş, yok mu?
yakışıklı boylu poslu adamlar.
adamların hayatı kebab, bet office.
derken beni süzen o zenciler geldi. yanlarındada kafa sıfıra vurulmuş yamuk kılıklı bir ingiliz. bir torba verdiler.
erol varmı yanında 10 lira.
yok abi türk parası.
lan ne türk parası 10 paund fakin.
haa var dedim.
burada lira diyorlardu sterline. lan gerçi ingilizlerde siterlin demiyor ki. kuiitt, koinn, grandd felan diyorlar amnk. sterlin ne lan??
verdim 10 lirayı. bunlar elamanlara birer döner verd. parayı verdi. kayıklar gitti.
al şunlara bak sana alış veriş yaptık dedi. erol sırıtarak.
olay basit. zenciler ve piç ingilizler kebabcıların en kral dostu. eroimanlar, alkolikler ile birlikte.
ne ihtiyacın varsa karşılıyor bu pezevenkler. fenada olmadı. lan valla bire bir oldu üzerime adamlar tam profosyonel.
ben de girdim içeri. ızgaranın başına veriler. olay basit. sadece pitta bread bittikce yenisini ısıtıyorum, küçük bir çakı benzeri alet ile açıyorum. döneri dolduran elamamanın önüne koyuyorum. döneri ekmeğe basan elaman kasiyer gibi.
- yeslan amına kodum pilizzz?
diyo.
adam döner, karışık, et,tavuk, köfte, 1/4 - 1/2 paunder ne iterse söylüyor.
bizim elaman tekrar soruyor.
- vat vucilaykk on ii yarrammm?
sarıyor. parasını alıyor gönderiyor müşteriyi. - neyse qanqalar;
ccc qamberdesouza reyis ccc
(aynı dilde yazıyorum amnk. ikimizden de kimse bi bok anlamıyo) seviyorum ama qamberdesouza'mı.
bu abiler hep sinirli amnk. ama yeminlen senelerce bu adamların içerisinde bir gün olsun birbirlerine daldıklarını görmedim. deli deliyi görünce deyneğini saklarmış hesabı. ama öbür türlü kim posta koyarsa ingiliz-zenci-piki adamlar hiçbir şey söylemeden.
- amına godumun fakingi
diyerek dalıyorlar. ellerine ne gelirlerse kafa göz. zaten kebabcılarla kavga etmek belki de ingilterede ki en zevkli ama en tehlikeli iştir. ingilizler ayık kafa ile pek bi şeker insanlar ama 4 paynt lagırdan sonra erkek olur bu ibişler. yaş, konum fark etmez adamların yaşam tarzı bu.
öyle kabul edeceksin ettik biz de.
günlerden işte hafta içi ama tam hatırlamıyorum.
ulan bu memleket ne kadar sakin amnk. hiç kimse yok dışarıda. millet pup a gidiyor. lan ingilizlerin pup u meşhur amnk. bir tek sara jane puştu ile pig in peridase denen yere gitmiştiş.
amına kodumun çakalı burnumdan getirmişti gerçi.
yine aynısı oldu.
off licence den bi viski kapıldı. kafalar zurna amnk. pup lar dapğildi. tantana gürültü.
dikolar dağıldı bağırtı. feryat figan.
ben ızgaranın başındayım amnk. tek duyduğum kelimeler gün boyunca.
- yes pilizz yarram
- wat vuculayk önı yarramm
- tank yuu yarramm
başka bir bok yok amnk. lan ben bi geçsem oraya görün o zaman muhabbeti lan biz alanya da ne geyikler çeviriyorduk. ne kozalak muhabbetti dödürüyorduk yarrammmm.
neyse;
yine beyto geldi.
yine şöför çağrıldı
yine o odaya gittik.
yine bu ibneler beygirler ve itler için ders çalıştı.
yine yine yine amnk.
tek değişiklik.
erol
- yarın et gelecek erken kalkacaz.
lann ne eti amnk. - sabahın köründe kalktık.
lan bu adamlar yani beyto ve saz arkadaşları akşam üstü çekilmiyor. sabah ki tipleri siz düşünün.
beyto bi geldi. fırtına amnk. herif nasıl esiyor, nasıl gürlüyor. elinde bozuk paralar camlara fırlatıyor.
milletin sikinde değil.
ferhat dediki.
- la angutyus söyle şu amına kodumun fakingine geliyoruz anırmasın eşşek gibi.
açtım pencereyi.
geliyoruz beyto abiii.
lan siz nankörsünüz lan. lan siz adam mısınız amına kodumun fakinleri.
herif giydiriyo.
la bulaşma etin ne götün ne. hemen indim aşşa.
öbür lavuklar assolist edası ile geliyor.
sordum erola.
ya erol bu ne faking et geliyor.
lannn ben de başladım fakin making. - gittik sabahın köründe o kulubeye.
beytonun manyak karı çıktı dışarı. nasıl kaf sinli küfür ediyor dudağınız çuklar.
kimse siklemiyor yengeyi.
ferhat dedi ki.
lan beyto seni öldürse ya bu karı ya beygirler öldürür.
beyto ters ters baktı ferhat a.
hiç konuşmadı.
zaten hiç konuşmuyorduki bu adamlar.
biraz bekledik.
kahvaltı falan yok. hiçbir zaman olmadı ki. kebabcuının kahvaltısı dönerimn altını yaktıktan sonra ilk tur kesilir. yenmez o kıyma dönerinde ilk tur kabuk olur ve tatsız olur. lan hayat neler öğretiyorsun adama. amnk. :-)) ikinci tur döner kesilir o dur kahvaltı.
et geldi.
çüşşşşş amnk.
lan bu ne faking.
abi şimdi bu kaburgalar var bunlar ortadan ayrılmış biz bu kaburgaların arasındaki etleri çıkarıp, üzerlerindeki deriyi çekip alıyoruz. üzerinden çekilip alınan deri yaprak oluyor top kıymalar birbirini tutsun diye aralara konuyor. kaburgadan çıkan et makinada çekilip plastık kovalara konuluyor ve donduruluyor.
laannnn ibişler bir de ekşi sözlük kutsal bilgi kayna dersiniz amnk. her bi yarram kitaplardan öğrenilmiyor işte. bakın
neyse
bu kaburgaları kullanmanın iki nedeni var.
en ucuz et. hiç bir şeyde kullanılmaz. bilmez ki ibne ingilizler kaburgayı. onlar domuz kaburgası sever.
ve hafif yağlı olduğu için kıyması döner için en uygun et.
lan anamız sikildi fakig. 6 saat köppekler gibi et kestik. tavuk kestik kestik oğlu kestik. iyi tarafı bir tencere et kavurduk ekmekleri bana bana ırzına geçe gece yedik.
akşam oldu bu gün it yarışı yoktu. et günüydü. şimdilerde öyle değilmiş birçok yer hazır dönere dönmüş.
hazır döner yaramaz beyler.
- ordulu ahmet abi dedi.
la sıkı tut o bıçağı bir daha bırakmayacaksın.
yarrak bırakmayacağım .
neyse tutum bıçağı yaklaştım dev gibi dönere lan bi ipnelik vardı.
olm ben solağım ama döneri sol elim ile kesmem imkansız. döner karavanın en dip köşesinde sol el olmaz. lan ben fanatik solağım. gözü kara solağım.
abi dedim ben bunu kesemem ben solağım.
beyto ordan çıktı.
oldu beyzadem emrin olur. birkaç gün bmusade et sana göre yeni bir karavan yaptıralım. göt olduk.
başladım kemeye pardon dönerin ırzına geçmeye.
makinalar vardı o zamanlar. ama pek tercih edilmezdi. döner bıçağı olay çıkaracak piçler için caydırıcı bir görüntü verirdi.
baktınız adam piçlik peşinde;
- yess lan yaaarraammm
diye kibarca uyarırsınız ve kılıç gibi döner bıçağını bileylersınız gözlerinin içine balkarak. ama kavgalarda döner bıçağı ya da başka bir bıçak kullanılmazdı. kesemessinki amına kodumun delisini. sen bıçakla dısarı cıkıp o bıcağı kullanmassan o bıcağı alırlar götüne sokarlar.
onun için en güzeli masat ile kaba etlere vurmak ya da ilk etap da kutu kola dr.pepperi falan suratının ortasına gömmektir. - hafta sonu geldi.
cuma günü.
lan bu ingiltere ne sikim bi memleket hayat yok derkennnnn.
babuşlar saat 8 oldu.
- hello kebab mennnn.
diyen mini etekli karılar, kızlar, saplar, akıyorlar alemlere amnk. bizim beyto ve saz arkadaşları da bi acayip.
aydın geldi karavanın yanına. beyto olmayınca geliyordu zaten iyiyidi hoştu ama deliydi. akıllı yoktu ki. en akıllısı bendim maziyi biliyorsunuz zaten. bu amcam bu evlendiği karıya çakıyormuş. kaçak kalırken, bunu yakalamışlar postalamışlar. karıda bunun peşinden boşanmış bununla evlenmek için ve geri getirmek için basmış türkiyeye. aydın da evli buda eşini ikna etmiş boşanmışl,. ingilizin haberi yok bunlar kıymışlar nikahı bu şebek gerii gelmiş. paso karıyı dövüyor. zaten karının eski kocasının kırmadık yerini bırakmamış. adam kendi haline bir adam. iki çocukları var. mecburen karı bakıyor çocuklara adamı siktir etmiş mahkeme. herif hen karıdan hem evden olmuş. birkaç kere konuşmaya gitmiş karı ile aydında bunu bi güzel dövüp göndermiş.
lan herkezin ayrı bir hikayesi var işte.
neyse bizim elamanların, aydının kulakları dimdik. aydın tan bir piskopat herif sıyırmış. bir kızı var memlekette gidip göremiyor. niğde aksaraylı kadir kendi haline bi adam onun tek derdi işi öğrenip kendi dükkanını açmak. zaten
gümüşhaneliler fransa'nın insaat
konya kululular isveçin pizza
maraşlılar ingiltere ve avusturyanın market
niğde-aksaraylılarda ingilterenin kabab sektörüden sorumludur. - --- musade beyler böyle anlaşmıştık ---
birazdan dönerimmm - @151 cengiz olum şu telefonu bir daha gönder lan yüzlerce mesaj var kaybettim amnk.
lan anlatıyordukya parça parça ibine - @152 lannnnnnnnnnnnn...
- lan.
ne adamlar gördüm ben o gece. cuma gecesi.
adamın ayağında ıskarpin ayakkabı, siyah pantolon, üzerinede taraftarı olmuş takımın formasını giymiş amnk.
kızların giyimine dikkat etmedim hacılar. ben doğruya doğru direk ama, göte, memeye bakarım.
ama adamlar harbiden öküz ben bile yanlarında ingiliz centilmeni kalıyorum (espirini sikim ben)
neyse ortam ana baba günü. bir sürü türk elaman toplandı karavanın etrafına.
aupair kızlar geldi.
lan kebab neki amına koyum o aupair kızların ki tam dıram.
gireceğim o konuya ileride. basacağım parmağı bu toplumsal yaraya. neyse; birkaç gündür almış olduğum tecrübe sonucunda iyi kötü ortamı çozdum (sandım).
saat 11 e doğru karavanın içi birden karıştı. ben sağ elimle döner kesmeyi öğrenmeye çalışırken beyto daldı içeri. beni çektiler kenara. millet birden cılgınlar gibi döner kesmeye, pitta bread ısıtmaya ve hazırlık yapmaya başladı. bir saat sonra ilk kebab tecrübemi yaşadım.
en curcunalı gün olmasına rağmen kimse ağzına bir damla alkol sürmemişti. biz içeride hazılık yaparken birden deprem oluyor sandım. karavan zangır zangır sallanıyordu.
elamanların hepsi birden işlerini bıraktılar.
dışarıdan sesler geliyordu.
- faking pakiss. dörti törkkss. fakk yuuu.
erol fırladı önce sonra ferhat ellerine birer masat almışlardı.. ahmet abi ben ve kadir karavanın içerisindeydik. kadir dönerin başına geçti ahmet abi müşteriye bakıyor. beyto sikinin sevdasında ızgara ile uğraşıyordu.
ne olduğunu bilmiyordum. bilmekde istemiyordum. ferhat ile erol sırıtarak geldiler.
ne kimse birşey sordu ne de bunlar anlattı. - ana baba günü mahşer yerine dönmüştü ortalık.
kızlar yerlerde yuvarlanıyor.
fakıngler havada üçüşuyordu. bir köşeye sindim amnk. korkuyordum lan bu kalabalıktan. götüm üç buçuk atıyordu.
ne bi iş bilirim ne birşeye hazırlıklıyım.
kimse alkol almamıştı.
- amına kodumun fakıngi
diye bağırdı ahmet abi. birden. bağırdığı herif birden üzerindekileri çıkardı.
- kam kam fakin kabab mannn
diye anırıyor. ahmet abi masadı aldı dışarı çıkacak. beyto tuttu .
- boş ver dedi. kalabalık.
ahmet abi
- nekks amına koyduğumun fakinleri dedi.
ben kadire sordum.
- ne lan bu fakingin istediği.
dilime iyice dolanmıştı bu amına kodumun fakingi.
kadir hiç konuşmadı zaten pek konuşmazdı.
derken bu dışarıda anıran ön cam vardı karavanda. böyle kapağını açınca ileri geri açılan cam. onu indirdi.
anırıyordu dışarıda.
- come onn you fucking kebab mennn.
karavan boşaldı birden. bir ben kalmıştım. beyto, kadir, ahmet abi, ferhar, erol herifi paramparça ettiler. arkadaşı iki tokat yedi. herif yere düştü öbür ingilizler adamı tekmelemeye başladı.
ingilterede yere düşmeyecen arkadaş.
yere düşmeyeceksin.
yere düşmeyeceksin.
lan ortalık sakinleşti.
bana o elbiseleri getiren hırsız zenciler geldi amnk. ellerinde hayvan gibi bir kafes içindede papağan var bir tane.
lan ne alaka.
herifler bi evi patlatmiş. papğınıda çalmışlar. zaten hırsızlık mallar hep bize gelirdi. kebabcılarda her zaman para olurdu.
zaten beyto imparatorluğunuda bu hırsızlık mallar göçertecekti.
iyide papağan yarrak gibi kormuş. mel mel bakıyordu amnk.
aldık papağanı.
5 paund verdik. iki tanede large döner. - o akşam anasının amı gibiydi.
lan kimsenin sikinde değil amnk. kafalar kırılmış, adamlar dövülmüş. adamlar otomatiğe bağlamış gıg diyeni dövüyorlar.
lan papağan harbiden tırsmış. amnk. köşeye çekilmiş. ben zaten tırsmışım bir köşeye çekilmişim.
bir papağan bir de ben. lan ne çok ortak yönümüz var. fakıng papağan. ikimizinde götü üçbuçuk atıyor.
gülermisin ağlarmısın. bu erol hayvanı papağana şaka yapmaya çalışıyor.
lan acı soslu döner verdi hayvana amnk. lan papağan bu. hayvan iyice korkrtu.
- bahh hele fakinge döneri beğenmiyor. dedi lan adam.
beyto da yarrak yesin. bu satte ona kaymaklı ekmek kadayımı bulacam. temizlik bitti. şöför cağrıldı.
papağanı benim elime verdiler.
papağan bana bakıyor. ben papagana.
korku filimi mi la bu.
bu ibnelerin niye alkol almıyor. rahat adam dövmek içinmiş. adamlar hafta içinin stressini hafta sonu adam döverek çıkarıyor.
ne bakıyon lan fakıng papağan.
beyto bizi eve bıraktı papağanı aldı götürdü evine. - yorgunduk. hepimizde. yarın cumartesi daha hareketli olur dedi kadir.
lan aksiyona bak. daha ne hareketi. odada bi kadir bir de ben kalmıştık. ferhat, erol, ahmet abi yoktu.
kadir nerde bunlar dedim.
sikşmeye gitmişlerdir.
lan orospu çocukları lan kahpenin doğurdukları. aha bir taş düşmüştü yüreyime amnk. lan kaç gündür bir defa banyo olduk bırak am sikmeyi. lan nasıl zoruma gitti. nasıl içime oturdu.o sik kadar oda üstüme çöktü.
bu kadar aksiyondan sonra ne güzel olurdu be.
için için ağlayarak gittim yatmaya.
çok zoruma gitmişti.
kafayı papağana verdim. lan ne yapıyordur şimdi garibim.
papağan sikimde falan değil aslında.
unutmaya çalışıyorum .
abazayım laaannnn. şimdi farkına vardım. sikerimm böyle olmayacak fakin.
şaka maka avrupanın göbeğindesin lan.
abazayımmmmm.
kahrede kahrede uyudum. - ağlayacaktım amnk. lan bunlar insan değil di. ama ben hala insandım. beyto ve saz arkadaşları beni adam yerine bile koymuyorlardı. yaşım, tipim yerindeydi iyi kötü ingilizce konuşuyordum. kimsenin yardımı olmadan buralara gelmiştim. lan hayatım roman benin ibneler, siktimin fakinleri.
pasaportu ve ankaradan gelirken getirdiğim parayı beyto'ya vermiştim. abi dursun sende ben nereye saklayım. cebimde biraz harçlık vardı. zaten bozuk paralara pek kafam basmıyordu.
beyto'ya dua mı edeyim? beddua mı? bilemiyorum şu an bile. o gün bu adamı görmemiş olsaydım belki londra da geçirdiğim ilk gece sonrası topuklarıma vura vura dönecektim memlekete.
kader diyorum.
ilahi adalet diyorum.
aslında bir isim koymaya da gerek yok. bana kalırsa herşey olması gerektiği gibi oldu.
ben bu kadar sikilmezdim de.
hayat denilen kahpeye çok çok hazırlıksız yakalandım galiba.
alanya da vur patlasın çal oynasın bir hayat. fizik olarak biraz düzgün olmam.
lan bide bu tom curuse denen o lavuğun kokteyl filmi harbiden sikti bizim jenerasyonu. gavatın oğlunun gazi ile barmen olma furyası başladı amnk. ben de bu rüzgara kapıldım galima. ananı sikim tom cruse.
çocukluğumuzda nuri ve coşkun abilerimiz yüzünden ne korkardık bu barmenlerden.
yok yok benim hayatımı sara jane değil harbiden tom cruse denen o lavuğun fillmi sikti.
hayata hazırlıksız yakalandım. aslında olması gerektiği gibi gidiyordu herşey.
fazla öz güven iyi değilmiş. fazla tecrube kazanmadan zıplamak iyi değilmiş.
dün tanıştığım birçok türk beyto'ya karşı bir saygı duyuyordu.
lan bu ibnenin nesini seviyorlar ki?
kıl herifin biri. surat yok adamda.
aına kodumun fakıngi beyto.
bugün cumartesi. ne demişti kadir. ortan daha hareketli olur?
yine hazırlıklar falan. yine bet office.
karavan geldi işe başladık.
kadir daha kaşar olmamıştı. pek konuşmaz eşşekler gibi çalışırdı. tek derdi meslek öğrenmekti. taparcasına seviyordu ingiltereyi.
- kavga çok olur mu? diye sordum.
kadir güldü. bu karavan bir ay önce yapılmış. öncekini yakmışlar amnk piskopat ingilizleri. kavga bu işin kanununda vardsı.
ingilterede içki satan servis eden yerler çok erken kapanıyordu. milletin tek derdi kafa yapmak. hızlı çakıyorlardı kendilerini kaybediyorlardı.
bir başka sebeb.
içki pahalıydı dışarıda millet ucuzunda litrelik cider alıp evlerinde içiyor. dışarıda götü başı kaybediyor.
ganca (ot) ucuzdu içkiye göre. kafa yapıyorlardı .
ergen piçler çok olay çıkarıyordu. adamların dokunulmazlığ ı vardı amnk.
ama kebab men ergen, genç, yaşlı dalıyordu.
başka türlü ayakta kalınmazdı.
kebabcıda olay çıkarıp dayak yemek ingiltere kültürünün bir parçası olamuştu. - cumarteşi gecesi ortalık darmadağan. ön camlar falan kırıidı, belki 10 defa kavga çıktı. kavga denililmez aslında çok kısa sürüyordu.
kebab seveni, fanatiği, nefret edeni ile bir yaşam biçimiydi bu memlekette. her kesimden insan geliyordu.
akşam oldu.
o kadar kavgadan, gürültüden sonra bir şey dikkatimi çekti. bizim elamanlar kesinlikle bıcak, satır gibi kesici aletlerle dışarı çıkmıyorlardı. sopa, şişe, kutu kola falan alıyorlardı. bazen o kadar gözleri dönüyordu ki çıplak elle dalıyorlardı. adamlar şaka bir tarafa buz olmuş kıyma yoğuruyorlar hergün ve kolları, bacakları, boyunları, omuzları saatlece çalışıyor. farkında değiller ama sağlam herifler.
bir tek zenciler ile olay çıktığında pitta biredi kesmek için kullandıkları bir maket bıçağı benzeri bir alet var. küçük bir çakı gibi onu alıyorlar. zenciler çük kadar bu aletten çok korkuyor.
olay hemen yatışıyor ya da zenci geri çekiliyordu.
sordun erola.
- bak dedi zenciler en çok faça almaktan korkar. bir yerleri kesilirse o simsiyah derinin üzerinde benbeyaz bir iz kalır. beyazların teninde yara izi fazla dikkat çekmez ama zenciler de durum farklı. bir zenci ile başın derde girerse çek bıçağı. geri çekilecektir. çok korkarlar yara izi almaktan.
vay amnk. daha neler öğrenecektik.
pazar günü beni kasaya oturttular. ortalık sakindi. kasaya oturma yok aslında. gelen müşteriye
yes piliz lann yarram çekiyorsun..
vucilay larç or small lan amcıkkkkk diyorsun
wat vucilak oni yarram diyarsun
sarıp parasını alıp para üstünü veriyorsun.
başladım. pek zorlanmadım. aldığım para üstünü verirken zor oldu. çünkü paraları ve bozukları fazla bilmiyorum.
akşam saydı beyto 250 paund sahte para geçirmişler amnk. piçler.
piçler anlamış benim yarrak kafalı bir adam olduğumu. gidip gelip sokmuşlar sahte 20likleri.
beyto köpürdü.
lan bu adam daha yeni nasıl koydunuz bunu tezgaha.
ferhat dedki.
fakin herif öyle bi anlatıyorki şöyleyim böyleyim.
neyse beyto bana hiçbir şey demedi.
geldi bana 90 paund verdi. bu haftalığın.
olmaz abi alamam o sahte paralardan düş.
olm seni daha çok sikerler bu kafayla.
akşam londraya gittik. viktorya denilen bir gazinoya. ben anlamam bizim yarrak kafalılar tüm haftalıklarını rulete, black jack e bastı. gelirkende yoldan orospu aldılari. önce beyto sikti.
başka bir tanesini
erol
başkasını
ferhat.
bir tane de ben arabada sikiyorduk amnk. kız güzeldi nasıl düştün tarzında sordum. bürger king de çalışmakla okul parası mı cikar gibi bir şeyler dedi.
ccc bilen bilirccc
ingilterede unıverstede okuyan bir çok kız okul parasını çıkarmak için orospuluk yapar geceleri. amna kodumun fakin kapitalizmi.
bana sokulan bütün sahte paraları da biz o karanlıkta orospulara soktuk. - sahte paraları karanlıkta verdik orospulara.
zaten garibanların çoğu kafa güzel çalışır. lan acıdım amnk hisli adamım ben.
kısaca kebabın özü bu. sabahtan akşama kadar köpekler gibi çalışıyorsun. hakaretler yiyerek kelle koltukta. bir dönem sonra alışıyorsun. ufak tefek kavgalara bende girmeye başladım.
bir gün sabah kapı çalındı. - sabahın körü amnk. üç ay falan geçmişti. saat 10 falan. kadir açtı kapıyı immigration polisi gelmişti.
ben yataktaydım. kadınlı erkekli 6 tane polis. bir kaç tanesinde spor ayakkabı vardı. kaçan falan olursa diye sanırım.
o kadar pis ve boktan bir manzaraydı kı hayatım boyunca ben kendimi bu kadar kötü hissetmedim. hamam böceği, lağım faresi gibi sik kadar bir odada üst üste yatıyoruz.
lan yokluktan yatsak neyse de para da var herkes da düşünüyorum da biz niye böyleyidik amnk.
zormuydu bir ev tutup insan gibi yaşamak. kahvaltı etmek, kız arkadaş yapmak. yok abi bu işler insanlar içindi biz kebabcıydık.
polis karılar herifler bize bakıyor. tek tek baktılar i.d lere bana geldiler. ben turustim apla dedim. pasaportun nerede dedi. arkadaşımda. aldılar beni gittik beytonun evine gösterdim vizeyi. 6 aylık vizem vardı. geri geldik. zaten polis pek uğramazdı kebabcılara.
sanki karşılıklı bir alış veriş vardı.
türkiye üzerinden ya yunanıstana ya da fas a geçiyordu kaçaklar. en sağlam yol fas dı. orada bu işlere bakan adamlar vardı. direk italyaya getiriyorlardı. italyadan ve yunasnıstan üzerinden binlerce kaçak dağılıyordun dört bir yana. kamplar vardı mesala italyada her iltica eden için dünya bankasından ve birleşmiş milletlerin bir kolunda para alıyordu bu devletler.
kelle başına ama bu parayı zaten göçmenlere harcamıyorlardı.
en kolay ingiltere iltica kabul ediyordu. gidiyordun ben tğürkiyeden kaçtım. işkence gördüm ahanda yaralarım berelerim. geçiçi oturum veriyorlar haftada 58 paund para ve iki sene sonra falan mahkemeye çıkıyordun. en fazla 2 sene sonra süresiz oturum alıyordun. kürdü, türkü hiç fark etmiyordu. herkes pkk'lıyım ben diye dayanıyordu. oturum için. ingiliz devleti her kabul ettiği iltica talebi için belirli bir para alıyordu ama iltica edenlere kebablarda çalışma yolu gözüküyordu.
birçok gerçekten kaçmış siyasi ilticacı ile ortam paylaştım. gerçekten dağda bulunmuş, 12 eylülden kaçmış, ülkücüler.
bu adamlar bir sebebdeb dolayı ülkelerine gidemiyorlardı. adamların gerçekten iltica etmek zorundalardı.
ama bu adamların iltica talepleri hiçbir zaman kabul edilmedi. yıllarca geçiçi vizeleri yenilendi.
karşılıklı bir oyundu bu.
ingiliz devletine ırgat lazımdı. vergisini ödeyecek. daha sonra bunu isveç, norveç, danimarka gibi ülkelerdede aynı çarkın döndüğünü gördüm.
pkk ve kürtler üzerinden iltica çok büyük bir pazardı. bu pazardan ingiltere ya da avrupada yaşamak isteyen gani gani faydalanıyordu. - polisler gitti.
o gün izinliydim. izinli olupta amnk. dinlenemessin ki bok çukurundan beter oda. vizemin bitmesine çok az bir zaman kalmıştı.
konuşuyorduk işte ne yapacam ne edecem. izinli günümdü. bir tek ingiliz arkadaşım yoktu. artık izinli günümde bile kebab ile karnımı doyuruyorum. karavanın etrafında dolanıyorum. karavandakilerin işi bıtirmsini bekliyorum. tek yapmadığım üzerime dennis'sis kebab tişortü giymediğimdir.
lan bi atla teren git londraya gez. millet top uynuyor oraya git. lan webley 20 dk. (o zaman daha yıkılımamıştı). bi git maç izle yok.
illaki buralarda sürtecektim.
beyto benimle hiç muhatap olmazdı.
lan sevmezdi bu herif beni aslında iyi çalışıyordum ama sevmedi gitti adam beni
amna kodumun faking beytosu. - özgür geldi yanıma. o da burger king de çalışyordu okuyordu bu piç. ama ne piç. aslen adıyamanlı ama doğma büyüme izmirli.
lan bu nasıl bi orospu çocuğuğun anlatılaz.
kimin ne derdi var bu hallederdi. kağıt, kürek, okul, vize, bilet adam her boku bilirdi. bize düşen turizm maduru, auper kızlar ve öğrencileri bu ibneye gönderirdik. bu ayarlardı çocukların işlerini. çok kral bir çocuktu.
adam anlatırdı amnk. türkiye tatil parasını bile okula ödetiriyormuş bu piç. aileden çok zengindi. ama gönül adamıydı bu birde iyi sikerdi bu kardeşim. severim ben siken adamı. siken adamdan zarar gelmez, tüm algıları sikine odaklandığından başka işlerle uğraşmaz.
- naber lannn kaaababb man. romantik kebabcı romeo. sara jane napıyo lan. yapmışşmi kendine bi zenci. pu hah ahaa
- la. bi dur olm yaaaa.
- olm ne adamsınız. bok var şu kebabda sabah akşam eşşek gibi çalışın amnk. olum laf dinleyin lan. siktir et kebabı falan.
- olm başka ne iş yapayım?
- iş çok. daha fazla bile kazanırsın. dinle şimdi.
herif öyle bii anlattı ki iki saat kendime geldim amnk. kebab hayatım bitmişti. akşam beytonun yanına gittim abi ben işi bırakıyorum bana göre değil bu iş. bir hafta daha çalışayım. bırakıyorum.
bir hafta babalar gibi geçti.
kimseye dalaşmadım. ingiliz ergen piçler bile şaşırdı amnk. yüzüm gülüyordu.
lan özgür lan özgürrr. olm okuyusan bi çaldır amnk. - --- beyler anlaşma yaptık hiç kusura bakmayın---
denize gidiyorum ben amnk. biraz yüzümm. gelince davam ederim. biraz bronzlaşıyım gençler yawww. kendime bakim biraz ne bu amnk.yaz yaz yazz.
sonra görüşürüz. - beyler artık çapsşlarla devam edecem. sonra atıyo sıkıyo bizi ayakta sikiyo muhabbeti ediyorsunuz.
aha;
bu o bahsettiğim geri zekalı zencilerin çalıp bize 5 paund + 2 large dönere sattığı papağanın kafesi. hayvan zaten iki ay sonra sinirinden kendini sikti öldü.
resimdeki yakışıklıdas benim ama fotolar çok eski. görüntü bozuk.
http://i1007.hizliresim.com/2010/7/17/3333.jpg
çaps 2;
ilk hikayede ben yazarkaen.
bu lavuk küçük emrah amnk. koyum falan dedi bir sürü piç.
alın lan ben mandela gibi adamımın.her kesimi seveni sevmiyeni kucaklarım. siz de kendinizi iyi hissedin piçler.
biz demiştik amnk. falan dersiniz.
bu çaps askerden önce.
ccc küçük emrah ccc
http://i1007.hizliresim.com/2010/7/17/3355.jpg
alanyaya ilk gittiğim yıllar amnk. ne leş bi yermiş lan. ilk çalıştığım otelin lojmanı. sonra o isveçlilerinkine geçmiştik. bayram etmiştim
kepsler gelecek sonra.
edit;
sikerim lan küçükkk emrah laannnn.. - özgür tam bir piç di.adam kağıt kürek işlerinde on numaraydı. lan o son bir hafta sikti attı beni. ben askerde böyle tezkere saymamıştım. kebab olayı sonsuza kadar kapanacaktı. lan yeminler ediyordum bir daha dönmem.
beyto senden de kurtuluyorum suratsız pezevenk.
özgür ile beraberdim her sabah zaten işide siklemiyordum. beyto haftalık 140 paund veriyordu. zam yapmıştı fazla bir masrafım yoktu. o zamanlar paundun alım gücü çok yüksekktı. 140 paund çok iyi sayılabilecek bir meblaydı. bir oda tutuk önce.
özgür.
- bak aslanım önce oda tutacaksın. insan gibi yaşayacaksın sonrası arkadan gelir. insanlıktan çıkmışşın be dedi.
- tamam lan. sen ne dersen o amnk.
- peki sen bu vize işini nasıl halledeceksim.
- bilemiyorum evlenemem, iltica da edemem olmaz.
- sorun değil hallederiz hepsini zaten sana iş ayarladım. başlarsın haftaya.
kebabdan daha çok kazanırsın.
- lan özgür çıkar lan çıkar yalayacam sikini.
hafta bitti. son temizliği yaptım. tutuğum odaya gittim. çok güzeldi amnk. çatı katı, yerler halı. küçük bir banyosu tuvaleti vardı. manzara süper. buzdolabı, televizyon ve ocak falanda vardı. studio flatt tarzı bir yer. hayvan bir de yatak vardı. o yatak ne meydan muharebelerine, ne şanlı fetihlere şahit olacaktı. tarih yazacaktım o yatakta.
ağlayacaktım amnk. sevincimden. haftalık kirası 45 paund.
lan.
bundan sonra faking diyenin amına korum. dedim kendi kendime. - çok kolay olmuştu herşey.
kaçak kalacaktım. gittiği yere kadar amnk.
şu an mümkün değil ama önceden acami ehliyeti ile banka hesabı açabılıyordunuz. acami ehliyeti kimlik yerine geçiyordu. özgür dedi. al bi banka hesabı en azından illeride lazım olur.
postaneden altık formu yazdık gönderdik. geldi zaten iki günde, kendi adıma ilk belgemi almıştım. sonra gittik bankaya bana bir hesap açtırdık. kendi adıma ikinci evrağıda almıştım.
ferhat ile konuştuk. onun i.d. sini (kimliğini) ve panka hesabını kullanacaktım. i.d lerde resim yoktu. em ferhatın da işine gelecekti ben çalışırken onun adına çalışacaktım ve benden kesilen bergiler o ileride ingiltere pasapotuna muracat ettiğinde işine yaracaktı. bu frenk diyarlarında vergi öde de istersen analarını sik.
artık adım ferhat xxx di. tek aklımda tutmam gereken doğum tarihiydi. ingiliz polisinin (şu an bilmiyorum) almanya, hollanda gibi yerlerde olduğu gibi sizi çevirip kimlik sorma hakkı yoktu.
herşey çok kolay olmuştu. burger king e işe başlamıştım.
burger king ve mc donald gibi yerler bayılır yabancı çalışanlara. bir ingilizi, amerikalıyı hafta sonu çalıştıramassın kolay kolay. ama paki, hindistanlı, türk öğrenciler gariplerim çalışır. para lazımdır.
işe başladık.
ingiltere hayatımın en güzel, en harika 9 ayı başlıyordu. - burger king de üç türk elamandık. lan öle sik gibi giydim elbiseleri bi müdür vardı zaenci tommy di adı.
isme bak amnk hem zenci hem tommy. sanki ingiltere kralı amnk. kunta kinte falan olsaya. kafa adamdı ama. vardı birkaç kaptan. beni taniştirdılar. isimliği verdiler. bı video izlettiler hızlı hızlı. lan nasıl garibime gitti. herkes ingilizce konuşuyor. lan mest olmuştum amnk.
geziyoruz burger kingin içini. lan millet bana bakıp bakıp gülüyo. karıları falan kesiyorum çalışan. götleri memeleri falan görünmüyo ki amnk. bol bol vermişler pantolonları. millet bakıp bakıp gülüyor.
lan ferhad ingilizcede kokarca mı ne demekmiş. adımı söyleyince owww my goooodd falan diyorlar. gittim hemen tommy nin yanına yababa olay bu dedim.
tamam dedi başka bi ismin varmı?
var dedim benım asıl adım ferhat can. can yassak olur mu?
olmaz mı? olur tabii. takma kafanı dedi. nasıl yazılıyor.
dedim.
c
a
n
herif pis pis sırıttı. lan yakışı bu zencilere ibişlik. şirin ibneler bide sikleri küçük olsa.
neyse yazdı bu verdi.
ben taktım bunu
gittik yine lan bu defa millet götü ile gülüyor.
lan yine ne oldu amına godumun faninleri.???
can teneke demekmiş amnk. böyle isim mi olurmuş.
eee ananızın amı ama lavuk senin adın erik biz bişi diyoz mu?
gittik. jean yazdırdık. sorana can okunuyor diyoruz. - kardeşim beni mentalite belli;
şimdi gülen kadın mutlu karıdır. mutlu kadın cinselliği seven kadın benim başımın tacıdır.
öl desin ölürüm yoluna.
yakarım lan kahinatı.
olm bir kadın bana veriyor. daha ne yapsın amnk.
üzmeyin olm size veren kızları. terbiyesizlik yapmayın. yüceltin onlareı. ben kebab da çalışmaktan pas ttmuşum. ilk verecek karının amını karşısında saygı duruğuşunda duracam. elimden gelse sikmeden önce çelenk gönderip tören ile açılış yapacam.
bu burger king daki karılarda harbiden çok gülüyordu.
amınıza koydum hepinizin. - lan bizim damarlarımızda kanımızda var. sırtımız pek karnımız tok olduğu zaman sikimiz dümen olur.
ben bunu çok gördüm arkadaş. kimse bana etik değerler, insanlık, kimse sikmesin kendisini.
bakın dostlar;
en büyük zalimler en garibanlardan çıkar.
gariban adam zalim olur. vicdansiz olur. yeri gelir kahpe olur. bu hayatın kanunudur. herkes bilir ama anlayamaz.
anlar da anlamazlıktan gelir.
garibana şans vermeyeceksin. bana şans verenlerin hepsinin hayatı tarudumar oldu.
hikayem şimdi başlıyor;
kimse bana gelmesin keps falan. oldukca koyarım. aklıma geldikce atarım.
bakın,
piçler vardır hayatta. su katılmamış piçler. bu adamlar yaşlanmaz. saçlarına ak düşmez. sağlık sorunları olmaz. bu adamlar sabah kahvaltısını akşam üstü yapar, kılo almaz. bu adamlar kırk yaşına gelir saçları dökülmez ve bu adamlar bi baltaya sap olmaz. istesede olamaz.
bu adamlar hayatın bizlere sunduğu kuralları siker atar, sınırları yakar.
bu adamlar bir baltaya sap olaz.
çünkü;
bu adamların derdi baltaya sap olmak değildir.
etik değerleri olmalı ama bu piçlerin.
piç olmak kolay değildir.
evli, nişanlı, bir gönül ilişkisi olan, aile kızı takılmayı düşünen kızlar ile işi olmamalı.
çünkü;
girme başkasının bahçesine girerler bahçene.
hovardalık ile soytarılık ayrı bir konudur. ince bir çizgi vardır sikici olmak ile soytarı olmak arsında.
bu çizgiyi dengelemek en iyisir.
bakın size itiraf edeyim.
bir piç asla red edilmez edilirse kendisine gelemez.
sara jane bunu iyi yakaladı. çok da ahım şahım özellikleri olan bir kız değildi aslında.
ama;
damardan vurdu. - red edilmek siker adamı.
şimdi bana göre iki türlü kadın vardır.
ilk gece veren kadınlar = bunlardan bi sikim olmaz. evinin kadını olmaz. çocuğunun anası olmaz. sana bana karı olmaz. verecen küsküyü verecen küsküyü gönderecen.
ilk gece vermeyen kadınlar = bunlardan hiç bir sikim olmaz evinin kadını olmaz. çocuğunun anası olmaz. sana bana karı olmaz.. ne lan o amnk? altın sanki naz söz çekemem ben.
beyin devreleriniz yanmasın dostlar. bu benim hayat felsefemdir. öyle ya da böyle.
bakın biz köyde eşşek sikerdik.
eşşek sikmeninde bi roconu vardır.
kırmayacaksın eşşeği. o da can.
aha kadın milletide böyle.
kırmayacaksın. üzmeyeceksin.
tecrubelerinden fayadalanacak. mutlu olacak seni hep minnet ile anacak. hafiften sikip atacaksın ki finalde.
aklını başına alsın.
şöyle ömrünü hayatını yarınlara adamış bir adam bulsun kendini kurtarsın.
gençliğini, en güzel yıllarını dirsek çürütmek ile geçirmiş. 40 yaşına kadar okumuş. kariyer yapmış. bi güzel abi bulsun hayatını kurtarsın.
bu birlikte olacağınız bir kadına yapabileceğiniz en büyük kıyaktır. - benim senelerdir tek bir hedefim var.
saçlarım dokülsün, dişlerim dökülsün, göbek çıksın. iki tane altın diş taktırayım. yanımada 20 lik bi çıtır alayım. millet arkamdan küfür etsin.
bakın.
ben neyi anlamıyorum biliyormusunuz?
şimdi birçoğunuz zıpkın gibi delikanlı adamlarsınız ve bayanlarsınız.
eminim her birinizin kendinize göre dertleri, aşkları sevdaları, beklentileri vardır.
ama gelecek korkusu bu dertlerin önüne her zaman geçer.
şunu kafanızdan silin.
yarın ne olacağım?
lan sıpa şimdi okuldasın. sen 5 sene sonra ki askerliğini düşünüyorsun. ne bok yiyecem ben diye düşünüyorsun?
hayat vallahi ince akan bir su.
ve;
yolunu buluyor. gideceği yere gidiyor.
yarınının dertleri için bu günden kendinizi yıpratmayın derim ben.
bırakın o yolunu bulur.
döner dolaşır ama yolunu bulur.
bunları niye anlatıyorum.
bekleyin alayacaksınız. bana hak verceksiniz. hayat ince, küçük raslantılar ile kuruluyor ve yeşeriyor.
hayattan zevk alın.
neyse;
biz debby den başlayalım. şu burger king de yanyana çalışmaya başladığımız çıtırdan.
inceden. - kendime gelmiştim.
lan sikerim kebabını ne işm var amnk. ingilizcem oldukca kötüydü o yuzden bu burger hazırlama bölümüne geçmiştim. işte kasıyer siparişi alıyor otomatkman benim önüme geliyor sipariş. basıyorum mayonezi, takıyorum sağanı, gümlediyorum domatesi. lan iş mi bu. millet isyanlarda benim sevinçten götüm tavanlara vuruyor.
kebabtakileri düşünüyorum. şimdi kavga dövüş gırla gidiyordur.
bir taraftan siparişleri çıkarıyorum.
bu başımızda bir kıl var amnk. gelsi mr. ken hadi yemek ye. la tamamda ne yiyeyim. işte su kadarlık yemek yeme hakkın var. ne bok yersen ye dedi.
iyi aldık bişeyler. çıktık yukarı.
lan millet yemek yiyor. işte yarım ssatlik, 15 dakikalık mola vermişler.
abi;
buram buram am kokuyor amnk. odası.
lan erolun taşşakları, ferhadın ayakları ve kadirin donundan sonra ilaç geldi.
oturdum bi masaya. debi la kızın adı. ama çok şeker.
bakın abi.
çirkin karı kolay vermez.
gireceksen ortama en kralından gireceksin ki nasıl başlarsa öyle gider.
pacoz ile başlarsan pacoz ile devam edersin.
debi de pacozdu amnk.
pek pacoz değilde işte beklemek lazımdı. öbür karılarıda görmek lazımdı. ama dayanacak güç yoktu. - dayanacak güç yoktu da.
sabır vardı.
ben sabretmeyi bilirim.
kasmayacaksın fazla.
arkadaş bakın.
karşında ki insandan ne bekliyorsan, ne istiyorsan açıkca söyleyeceksim.
derdin neyse anlatacaksın.
ağlamayan bebeye meme vermezler. hayat bu kadar kahpe işte.
bir erkek ile bir dişi arkadaş olamaz.
olamaz işte.
arkadaş ayağına takılırsan o amı olan canlı o 250 gr. amı ile seni oynatır. ananı siker, pabucunu eline verir.
kardeşim sen bununla birlikte mi olmak istiyorsun?
bunu sikmek mi istiyorsun.
buna kaymak mı istiyorsun.
götleklik, orospu çocukluğu yapmayacaksın.
derdin meramın neyse söyleyeceksin.
söyleyeceksin de zamanını iyi ayarlayacaksın.
bir erkeğin yapabileceği en büyük alçaklık karşısında ki kıza arkadaş ayağına salça olması ve kendisini keşfetmesini beklemesidir.
bu orospu çocukluğunun en yoğun halidir. çünkü eziklik ile yoğrulmuştur.
debi ile karşılıklı oturuyoruz.
ben efendi geçinen eziklerden tiskinirim babacığım.
efendilik demek akraba düğününde kız beğenir gibi köşede sikmek istediğin kızın seni keşfetmesini beklemek değildir.
efendiliğin amına koyum.
debi sein sikecem kızın.
sen de sevin bende sevineyim.
amnk 45 paund kira veriyoruz eve taksimetre boşa yazıyor. - merhaba dedim.
merhaba dedi.
haylaşyık yaniii. (haylaşmak iyidir)
- hayy
- hayyy
oturdum masaya.
başladım öküz gibi zıkkımlanmaya.
- amcam iki sene önce kuss adasiina gitti.
iç ses
anananııııııııııııııııııııııııııı siktimmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm
güldü ya verecek
ben gitmedim hiç dedim.
ama en bok bir biçimde. ingilizcem çok iyi değil ama mümkün olduğu kadar kötü konuşmaya çalışıyorum.
bakın.
sikmeye karar verdiğiniz hatun yabancıysa eğer ne kadar iyi konuşursanız konuşun lisanını mümkün olduğu kadar az konuşun.
hatun kaşar olduğunuzu anlamasın. saf temiz sansın sizi
ikinci neden.
olm konuştuğunuz ingilizceyi sikim. sen sabaha kadar türkiyenin avrupa birliğini tartışırsın o çok övündüğün ingilizcenle.
benim gibi apaçiler 3 dakika konuşur. konuşacak birşey kalmaz direk sikişe dökülür ortam
apaçi olmak kötüdür ama apaçi taklidi yapmak daşşak ister. - ---cümleden iyi geceler ---
- ben sızmam arkadaşlar.
öyle bir sorun yok.
göte içmemeyi seneler önce öğrendim.
bakın ben sizin bi aminıza koyacak konuya gireyim kim siziyor. kim götü başı dağıtıyor.
bu hamza baba ile birgün içiyoruz. ama köpekler gibi içiyoruz.
o da insan değil bende.
hani ağzınıza doladınız ya.
neyse yanınmızda erdal abi var. lan piçler bu adamlar zamanında eskişehir hapsanesinden tünel ile firar etmiş 12 eylül madurlar.
ben de insan değilim onlarda.
neyse.
o zamanlar hiç unutmam sabah gazetesi cinsel sorunlar ansiklopedisi veriyor. reklam fragmanları dönüyor.
cinsel başarı
cinsellik de ten uyuşması
kamasutra
bacak omza falan.
ya hamza abi cinsellikte ön sevişmenin önemi ne.
la e bileyim ben ben benim karıya domal diyorum domalıyo amnk.
çakk baba çakkkkkk...
spolir ne lan amnk.
ben domal diyorum domalıyo.
hadi bakalım ...
yine iyi geceler. - muhabbete başladık.
hiç şaşmaz zaten bizim am salak gençlerin ilk sorusu.
türkiye'ye daha önce gittin mi?
sevdin mi?
yemekleri, denizi.
muhabbet böyle başlar.
ama;
ben direk.
- seni ben götürmek isterim birgün türkiye'ye.
diye başladım. mantık yürütmek gerekirse. kız daha önce gitmemeiş. gitmiş olsaydı amcasından bahsetmek yerine, kendinden bahsederdi.
kızardı haspa. yanakları al al oldu.
bu iyiye işaretti.
yani lafın özü;
arkadaşım.. karşı cıns ile bi bok yapmak istiyorsan, ne paylaşmak istiyorsan, sonucu nereye götürmek istiyorsan açıkca belli edeceksin. en uygun zamanda da söyleyeceksin.
ben de böyle yaptım.
zaten;
debi ile 10 dk. falan oturduk. yemeklerimiz bitti, ben sıgara içmeye çıktım bu da benden önce geldiği için benden 15 dk. önce indi aşağıya.
şimdi düşünüyorum da.
iyi yapmışım amnk. özgür canım kardeşim yaptığı kıyağı ve kıyakları hiçbir zaman unutmayacağım.
elimi yüzümü yıkadım. ağzım kulaklarımda ben de aşağı indim.
abi ortalık am,göt, meme kaynıyordu. lan nereye baksam karı vardı. ya da benim gözüm iyice kararmıştı.
başladık yine sıparişleri yapmaya. debi'yi pek boş bırakmıyordum. tepkilerini ölçuyordum.
bir nevi papatya falı.
verecek,
işallah verecek,
mutlaka verecek,
verecek, - karar vermiştim yola debi ile devam edecektim.
şimdi böyle ortamlarda bir hedefe kitlenmek en doğru yoldur. yapabileceğiniz en büyük hata.
- lan biraz daha bekleyim. biri vermesse biri mutlaka verir. yok bu kenarda beklesin daha iyisi düşer gibi saçmallıklar yapmaktır.
her önünüze gelene salça olursanız. ya da arkadaş olalım sikerim ileride tadında yaklaşırsanız baştan kaybedersiniz.
evet.
ben karar vermiştim debi iyiydi amnkk.
17-18 yaşında güzel sayılabilecek bir kız dı işte. sikilir di yani.
düşünürken.
debi'nin gözlerini yakaladım. kaçırdı gözlerini.
bu benim için yeterli bir işaretti.
zaten;
pek kalabalık da değildi. debi kasadaydı. kola doldururken, apple pay falan ısıtırken mecbur bana dönüyordu.
artık;
daha sık yakalamaya başlamıştım, bakışlarını. onunda benim bakışlarımı yakalamasını istiyordum.
neresinden bakarsanız bakın ingilteredesiniz amnk. debi de allahı var o kadar ahım şahım bir kız değil. öyle kur yapacak kadar.
kız kendine güvensin amnk.
dil bilgisi ve imla kurallarına uyuyorum. amnk bir çok yerde bu yazdıklarım paylaşılıyor. sosyeteye rezil olmayalım.
amnk. ekşici piç günlerim geldi aklıma. noktalama işaretlerinize, imlanıza sokımmm. - lan... tam işi kıvama getirdik ki. bu piçlerden biri geldi.
la sikerim imlanızıda noktalama işaretlerinizie piçler.
olaya kendimi veremiyorum laa
olm ekrana bakmadan yamam lazın amnk noktalamalları imlayı kontrol edeceğim diye kafayı kaldırıp duruyorum. kafam dağilıyor. amnk - neyse. biz debi ile tam sikişmeye kendini hazırlayan kumrular gibi gubarıyoruz birbirimize, bu lavuk kaptanlardan biri geldi. gel dedi sana birşey gösterecekler. iyi dedik amnk. otuturdular yine beni videonun karşısına bizim piç zenci müdürün odasında başlattılar seyretmeye. lan çakallar zaten bunları bana işe başlamadan evvel göztermeniz lazımdı. adam mı sikiyonuz. dediler ya sikleme seyret işte amnk. baktık işte.
bıurger king ile ilgili karıyerler, çalışma koşulları, lan biz ne süper burgerler yapıyoruz hele bi patates kızartıyoruz ki ortamın amına koyuyoruz tarzınsa anlatıyo biri kasette.
bitti sonunda dikkatlice izledim.
çıtım debi hala çalışıyor. iyiii, ne güsel. ne güsel.
ben ilk etap da 8 saat falan çalışacaktım. bazı günlerde 4 sat.
özgür demişti.
sen kafanı takma ilk hafta çok az kazanırsın kıllandırmayalım ibneleri. ama ben sana birkaç şey öğreteceğim sike sike sana fazla saat yazarlar.
hiç yalnızlık çekmedim. kebab faciasından sonra bu iş harika olmuştu.
çalışıyordum babalar gibi. yanımdada bi çocuk vardı. bu saatlerde tek kişi bakıyordu oldukca sakindi ama bana öğretme babında çocuk ile birlikte çalışıyorduk.
çilli birşeydi ama kafa çocuktu.
herkes kafa dengiydi. - çocuk anlatıyordu işte. şöyle yapacan böyle yapacan. seyrediyorduk elamanı fazlada bi numara yoktu zaren.
lan debi harbiden bakıyordu mel mel. karanlıkta yarrak görmüş tavşan gibiydi. kız gittikce güzelleşiyordu amnk.
bakın karı milletinin en büyük silahı göz yaşlarıdır.
bunu herkes bilir.
ama kadın milletinin en büyük açığıda gözlerinde ki parıltılar ve gülümsemesidir. bir kadının gülümseme şekli kendini ele verir.
debi gülümsüyordu. gözleri pırıl pırıldı amnk.
fazla uzatmaya gerek yoktu zaten.
fazla gelen gidende yoktu.
kasada bir de zenci bir anaç kadın vardı. müşteri olmayınca herkes eline bir bez alıp temizlik yapmak zorundaydı. kasadakilerde salonu temizlemek zorundaydı. zenci kadın salonu temizlerken. benim cilli bebe mikro fırını silmeye başladı.ben de elime bi bez aldım öylesine siliyorum debide bi bez aldı öylesine siliyor. yavaş yavaş yaklaşıyoruz birbirimize.
bu çilini siktim
- wer yuu firöömm meyt.
ay fröömm ananınn amii diyecekken.
- türkey lan yarram türkeyy.
la bi siktir git amnk. debi dedi
- alıştın mı ilk gün zor olur.
- yok dedim pek zor değil. hem sen varsın.
kikirdedi.
kikirde amuna godumm kikirde. ben biliyorum seni kikirtmeyi.
- okuyormusun dedim.
-evet.
- ya sen
- yok dedim uzun zamandır pazartesileri erken kalkmıyorum.
güldük.
harbiden sikilir di bu. - özgür geldi.
- wayy romantik kebabcı ne oldu leenn.
- olm yok bişi çalışıyorum
- bok çalışıyorsun. debi iyidir lan.
- olm biliyorum da. kıza bi çıkma teklif edecem.
- et tabi olum çürüdün siktiğimin kebabıda.
- debii can senden çok hoşlanmışşşş.
diye bağırdı orospu cocuğu.
debi güldü yere baktı.
- eywallah kanka denim. en yisini yaptın söyle bide şuna utangaç bu falan de.
- debii. bu bakıre biz müslümanız.
ordan zencii karı.
- virgin my asss (yarrak bakıre)
lan özgür çanımsın lan benim. ortamlara bi dalardı ki bu puşt. yakardı valla. adam sikerdi kardeşim. hep gülerdi. gğülen adamın iyi bir cinsel hayatı vardır.
debi yarılıyo amnk.
lan fakin kebab amına koyum senin. lan daha ilk günümüz ortam on numara.
debi sanki prenses diyana.
özgür coştu.
- debi 10 paund ver yapayım sana canı. - debi konuşmuyor.
bende dedim valla.
- debiyi türkiyeye götürecem söz.
amnı koyum 4 hektar yatak var. catı katında ben orayı cennet memleketim gibi yaparım sana.
özgür dedi.
- olm bırak şimdi debiyi. sen akşan 12 gibi gel sana birşeyler gösterecem.
- lan ne göstereceksin.
- sen gel zaten senin saat bitti. debininki biteli 1 saat olmuş karı hala burda olm ne oluyor bunlar 1 dk geçıktırmez. seni bekliyor heralde. olm siktir et debiyi sen mutlaka gel 12 de.
- olur dedim.
özgür bağırdı.
- debi koş senin can gidiyor 10 paund borçlusun bana.
debii
maralımmmm
gınalımmmm
al yazmalımmm selvi boyluummmm
gel yamacıma yamacıma.
beraber çıktık. soyunma odasına.
- i think im not your cup of tea? (iyi örenin la bu kelimeleri amnk piçleri. çok iyi ingilizce biliyonuzya benim ingilizce idare eder yaa götümün kenarları okulda ğretmiyorlar dimi am bitleri)
- no way you are my cup of tea
dedim. (araştırın bulun amnk)
gülümsedi. - beraber çıktık.
- debi dedim işin yoksa burger king e gidelim birşeyler yeriz
karı yüzme baktı.
amına kodumun espirik özürlüsü ciddi sandı.
cokıng cokıng dedim
güldü
istersen mc donalda gidselim
karı yine ciddi sandı amnk.
allah belanı versin.
coking lan coking dedim.
debi iyiydi be babalar. her türlü gideri vardı şahsen burger kingin o sikindirik bol elbiselerinden sonra kız yarrak gibi ingiliz zevksizliğinin bütün özelliklerini taşıyan giyimine rağmen her türlü gideri vardı. saat 6 falandı. yürüdük. nerede oturuyorrsun dedi.
west cecommbe road.
sen
bi sikim adres söyledi.
var mı vaktin oturalım istersen biryere.
bi pup a gittik. - bahcesi olan güzel bir yerdi.
- napıyorsun dedim.
- bilmem
- seninle karşılaşmak gerçekten güzeldi dedim
- kız arkadaşın kızmasın (tipik ingiliz kızı amnk. lan ben sizin ciğerinizin kıyrımlarını bilirim be)
- senin erkek arkadaşın kızmasın (siz beni fazla tanımassınız)
- yok dedi erkek arkadaşım (olsa kaç yazar amnk)
- güzel dedim sevindim.
bakın beyler orta karar kızlara fazla yüklenmeyeceksiniz. yok sen çok güzelsin, seniin değerini bilmiyorlar falan boş hikaye.
neyse o amnk. seninle bi dışareı cıkmak isterim ama ne zaman izinli olacağımı bilmiyorum.
sevinirim ama cumartesi ya da cuma olacağını sanıyorum dedi. genelde çalışırsınız siz.
niye biz lan
türkler dedi.
amnk kodumıun adamları burdada mı lan. bakalım dedim.
ama pazar günü boş olursun sanırım.
yuh amnk. pazara kaç gün var. - oturduk biraz.
gitmem gerek dedi. tam kalkacaktın önümüzde beyto durdu.
- wayy kız yapmışşın.
- sayılır abi dedim (amına koyum sen de ingilizce konuş seni bile sikerim)
- atlayın götüreyim dedi.
atla debi dedim
bindik. ben öküz değilim aga beytonun yanına oturmadım. kız ile arkaya oturdum. şeklimiz olsun faking.
hiç konuşmadık kız adresi söyledi beyto
okii dokkiii (ananın amı) dedi gittik. evin önünde durduk ben de indim.
teşşekür etti
hiç bir şey demedim hafifce öptüm .
görüsürüz dedim bindim beytonun yanına.
konuştuk biraz.
beytro değişmişti amnk.
adamın kıllığı yanında çallısanlara. önümüzdeki 9 ay beyto ile ingiltere yolları bizim olacaktı.
londra bize doyacaktı. geri döndük.
gel lan bi kebab ısmarlayım sana özlemişşindir dedi. canıda bıraz sıkkındı. bir kebab dükkanı açılıyorud ve beyto tek di buralarda rakip geliyordu.
özlemiştim kebabı.
karavanın oraya gittik. - aldık birer tane kebab.
o zaman anladım. bu adamların durumunu. ya da anladığımı sandım. hepsinin oturumu vardı isteseler en kral işe girer insan gibi yaşarlardı. lan bok mu vardı kebabta.
beyto.
- nereye gideceksin.
- abi özgür çağırdı. saat 12 de gitmem lazım
- biliyorum dedi. gülümsedi.
- ne oldu abi
- bak orada o burgerlerin pişiridiği ocak var ya her akşam temizlenir o. özel bi temizleme şekli vardır yorucu iştir ingilizlere yaptıramazlar. pakiler kabiliyetsiz, zenciler siklemez. onu bi özgür birde hasan bilir sıra ile yaparlar her akşam şimdi sen de geldin sana öğretecekler. ayrıca her cumartesi o çips kızartılan yağlar deeğişir. onuda sizden başka yapan olmaz.
- yaparım ya ne oplacak
- yap tabi sike sike sana fazla saat yazarlar. lan olm hem bilmiyorlar mı onlar senin ferhad olmadığını. kaç kişi çalıştı o ferhadın i.d. si ile.
???
- sen takıl biraz sonra döneceksin kebaba ama yerinde olsam boş vakitlerimde gelirim. birşeyler öğrenirim. döner takmayı, tavuk,et açmayuıç
canım kötü sıkılmıştı amnk. vardı bu fakıngin bi bildiği. - gün olurda yolunuz düşerse her ne sebebden olursa olsun. hayat bu savurursa uzak diyarlara.
yolunuzu şaşırsanız
keleğe gelirseniz
tökezlerseniz
başınıza bir iş gelirse
olur ya gidin bulun bu adamları. onlarca memleket gördüm her yerde var mutlaka bir kebabcı.
ekşi de baya taşşanı geçmişlerde. hayat klavye başında entellik dantellik oynamak gibi değil.
bakın bu adamlar hayatın çemberinden parande atarak geçmiş adamlar. çok güzel angut taklidi yaparlar.
gidin bulun bu adamları.
hiçbir şey yapmazlarsa karnınızı doyururlar yol adres gösteriler.
bu beyto ne auperlere, öğrencilere, turizim madurlarına yardım etti.
ve
ben onlarca beyto tanıdım.
insanları yaptıkları iş ve ilk izlenim ile yergılamak ve biletini kesmek en büyük aptallıktır. - beyto bi acayip adamdı. kimse gerçekte ne bok olduğunu pek bilmezdi.
aslında kimsenin kimseyi pek bildiği de yoktu. herkes kendi derdindeydi.
sırtlarında birer asalak kemiriyorlardı bunları.
evlerine ailelerine akrabalarına telefon etmeye korkuyordu hepsi. memlekette kimsenin derdi, para ihtiyacı bitmiyordu.
korkuyorlardı telefon etmeye.
zorlarına gidiyordu. bok gibi lağım çukurunda yaşarken. ingilterenin davulları hoş geliyordu uzaklardan ve memleketekiler döviz kurlarını bizden iyi biliyordu.
beyto her hafta binerce paund kazanıyordu.
kadır 150 paun alıyordu.
ferhat 230 paund
ahmet abi 280 paund.
hiçbiri doyuramıyordu para yetiştiemiyordu.
ne beyto
ne kadir
nede diğerleri.
bitmiyordu eksikler.
dokunuyordu insanın kanına. sikiyordu.
ve
çok acıtıyordu.
sağilan inek gibiydi hepsi. - kimse sormuyordu.
ne zaman geleceksin.
herkes tek bir soru soruyordu bu adamlara.
gelirken ne getireceksim?
bakın beyler.
bu adamlar garibandı ve bu adamların aileleride garibandı.
en büyük zalimlar hep en garibanlardan en çok acı çekenlerden cıkardı.
alamanya acı vatan derler.
acıdır ama sizin dürümün yanında yediğiniz cin bibere benzenez bunun acısı. adamın boğazını yakmaz bu acı.
ciğerini deler deler de siker geçer.
bu adamların sucu yok mu. var elbet. memlekete gittiklerinde atıp tutmayı pek severler. kendi boktan hayatlşarında kendilerine göre bir dünya kurar kahvahanede ağzı açık kendilerini dinleyen garibanlara zalimlik yaparlarlar ağızlarından kan damlayarak. gariban zalim olur.
bu bir kısır döngüdür. - allah insan oğlunu çamurdan yaratmış. hammaddemiz çamur yani.
kimisinide tezekten yaratmış cehennemde kolay yansın diye.
kim suçlu? kim haklı?
gerçi memlekette böyle şu an. suçlu suçsuz birbirine girmiş.
bana fazla garip gelmiyor ki.
olması gereken bu galiba.
beyto ile oturduk saat 12 ye kadar.
bak harun dedi bana. iyi çocuksun ama yanlış yapıyorsun. sen buraya gezmeye hayat kurmaya gelmedim diyorsunda bak kendine bir hayat kuruyorsun.
sana kebabda çalış demiyorum am şu gerçeği unutma sik gibi ingilizcen, olamayan diplomanla burada yapabileceğin tek iş kebabdır. ama takıl bi. kendine gel.
ehü hüh hühü sazan ibneler benim adım harun falan değil piçler zıplamayın hemen. - gittim burger kinge.
özgür beni çağirdi.
bak dedi al şu çop poşedini yırt kolluuk gibi yapatım. giydik üstümüze beldivenleri taktı bu başladı parçaları sökmeye. tek tek. değişik kimyasallar var sıktı farkli parçalara. sildi falan yarım saat sürüd. yarın yine gel yine seyret öğren bunu. öğrenirsen sana sike sike fazla saat yazarlar. yoksa günde 8 saat calışma ile geçinemmessin.
bir de yağ değiştirmeyi öğreteceksin dedim.
nerden biyorsun.
beyto dedi dedim
ah ulan beyto hiç değişmez. lan bu adam babadır beee. bana ne kadar yardım etti. bu adam yanında çalışanları sevmez. olum güzel ortamı vardır bu adamın.
lan düşünüyorumda adam bizi aldı getirdi iş aş yatacak yer verdi .
amına kodumun sara jane nin yanına gittik, sarhoş olsuk, sahte para soktular yine ağzını açmadı. - ilk ve son kez cevap veriyorum
ben size anam nasıl sikildi onu anlatıyorum tecrubelerimle. bizim kebabcılar.
memleketlerine izine gittiklerinde
şöyle sikiyoruz
böyle kazanıyoruz
hayat şöyle tatlı muhabbeti yapıyorlar.
ben ingiltere nasıl sikildiğimi anlatıyrum. karıştırmayın. - ---hayırlı akşamlar---
- beyler ne sazı ne nazı ne kızması yaaa. yapmayın lütfen.
bakın abi benşm de işim gücüm var ve sorumluluklarım var.
sizin ne yazdığınızı okumuyorum bile. sadece göz gezdiriyorum
olm ben ast solistmiyim lan.
yarın pazartesi amnk.
banka, muhasebeci bok pusur.
anlattık ya icralar, çekler ekmek teknesi.
hem başında konuştuk.
okuyun
dedik ki yaldır yaldır yazalım detaylara girelim ilk defa ki gibi olmasın amnk.
zaten yanlış anladınız.
ben ne kapıcılığı ne sara jane öne çıkaracaktım. amnk. 5000 tane entiriden sonra zorlaya zorlaya iki güne sığdırdımm bır an önce bitsin diye. zaten final yarrak gibi oldu. bari bu bi sike benzesin.
bakın abi beni başkaları ile karıştırmayın.
şu anlattıklarımın hepsi yalan yüzde beşi gerçek olsa. burada naz yapacak kadar ego kalmaz.
ama
benim bir hayatım var. sorumlulklarım var çok istiyorsanız iki günde bağlarım 10 tanede çaps veririm.
lan tadını çıkarın işte. - biraz ip ucu vereyim. daha fazla keyif alın bu hikaden.
bekın beyler;
adamlar milyonluk filimler çekiyorlar, tirinyonluk yatırımlar yapıyorlar. ortaçağ sahnesin de arka kareden uçak geçiyor sıçıyorlar. sen arka karedeki uçağa odaklanırsan bi sikim keyif alamassın. bırak verilen emeğin tadını çıkar. ben milyon dolarlar verip bu hikakeyi yazdırmıyorum. bi elim, bi sikim bir de kahvem ile muhabbete döküyorum. lan cem yılmaz gibi bir adamı itin götüne sokan adamlar, benim amıma koymuşşsunuz zoruma gitmez.
ilk yazdığımda çok alkollü olarak sadece kusmak için yazdım. rahatladım biraz. ama şimdi durum farklı.
kimse benden author tarzı sex hikayeleri, kemikli yarrağımı, sikip bıraktığım kezbanları skorlar ve ne kadar büyük bir sikici olduğumu yazmamı beklemesin.
ben gördüklerimi, yaşadıklarımım, ruh halimi paylaşıyorum sadece.
bakın ben hiçbir zaman internet kahramanı olmak gibi bir derdim olmadı. olmayacakta. hiçbir zirve ya da başka birşey katılmam. angutyus bu satırlarda kaldı kalacak. kendimi bu sanal kahraman ile öne çıkarmak gibi bir derdim hiç olmadı.
- lan yarram ne diye götünü yırtıyorsun o zaman?
sorabilirsiniz.
bakın;
ben büyük sıkıntılar yaşadım maddi anlamda ve hukuki olarak. son atımlık barutum ile yeni bir iş kurdum.. şu an düzlüğe çıktım sayılır.
o boktan günlerimde yanım da kimseler yoktu. siz vardınız. anti, götünden boşalan adam, gençler yarrak lazın mı, idil, sıkıcı jane, amy killi ve ismini saymadığım arkdaşlar.
inanın benim sıkıntıları unutturup yüzümü güldürdüler.
şimdi ben de vefa borcumu ödemeye çalışıyorum. inci ye bok atanlar, özet geçten ibaret sananlar otursunlar şapklarını önüne alsınlar düşünsünşler. ben yaldır yaldır yazarken.
mesajların çoğuna cevap veremiyorum, çünkü yüzlerce var. okumadım bile birçoğunu. kimse ile internet üzerinden dostluk arkadaşlık kurmaya niyetim de yok zaten.
bakın ben kahpelik yapmıyorum.
siz de yapmayın.
rakı nasıl içilir diye bir sorun var bu memlekette. herkes bunun cavabını arıyor. makaleler yazılıyor falan.
bakın rakı nasıl içilirse içilir. ayran ile kola ile de içilir. fondip de yapılır.
ama asıl mesele rakı masasında ki tiplerdir.
bir piç çıkar ağzı laf yapar koyar muhabbeti hesabı sokar gider.
benim derdim hesabı size ödetmek değil.
ilk yazdığımda edilmedik hakaret, atılmadık bok, yemediğim küfür kalmadı. artık o kadar rahatsız edici olmuştu ki mesaj atarak rica ettim bir kaç tanesinden.
musade edin bitireyim sonra ne isterseniz söyleyin.
siklemediler bile.
o yüzden bırakmayı silmeyi düşündüm. ama gerçekten kaptıranlarda vardı onları kıramadım. ve borumbok eksik bir final oldu.
bırakın hiçbir anlam mana yülklemeden elimden geldiğince yazayım.
siz keyif alın ben keyif alayım. inci sözlük de faydalansın.
beni şöyle düşünün. rakı masasında ki bir adam ya da uzun bir yolcula çıktığınız da yanınız da oturan birisi.
fazla kurcalamadan fazla incelemeden.
bir ricam daha var.
beni gerçekten tanıyan, yazdıklarıma şahit olan epey arkadaşım varmış inci sözlükte ve yaptığım işten dolayı birkaç arkadaşla mesajlaşmamız oldu. kimliğimi biliyorlar. lütfen beni açık etmeyin. kimliğimin bilinmesini kesinlikle istemiyorum.
lan yarrak kafalılar;
face de ki resmi değiştirin ibnelere bak fan gurubumuymyş.. kapıcılar kıralıymış. olm o sara jane kim lan. bırakın garibanı şerefime namusuna o kız değil. zaten orjinal sara jane kitledi hesabını. okuduysanız maili sadece seni bulmak için hesap açmıştım dedi.
değiştirin amnk. salarım butün liselileri ziyaret organize ederim :-))) - ingiltere de birçok insan kendisine bir takma ad bulur.
özellikle kebab da çalışanlar. akılda kolay kalsın mişteri bilsin diye.
beyto bxxxxxxxxxnın kim tarafından verildiği bilinmeyen bir takma isimdi. ingilizler dennis diyordu.
ellerine bakınca ve döner keserken gözlerinin uzaklara dalmasından anlardınız aslında nasıl bir adam olduğunu.
küçük kasabalarda kebab dükkanları ve karavanları çevrede bulunan türklerin buluşma noktasıydı.
hafta sonları falan buluşulur, muhabbet edilir. türkiyiden izne gelenler rakı, lokum, sucuk falan getirir paylaşılırdı. daha sonra bunları bulmak bayaa kolay olacaktı. offlicencelerde corner shoplarda bile efes pilsen şişe gelmiş olacaktı. star tv yaına geçmiş, internet kullanımı başlamış, nokianın takoz cep telefonları, araç telefonları falan hayatımıza girecekti ama daha yoktu böylee şeyler.
beyto ulusoyların yardımı ile nasıl olduğunu hiç bir zaman öğrenemeyeceğim bir biçinde londra'ya gelmiş. orada ağırlık kıbrıslıların işlettikleri tekstil fabrikalarında, dikimhanelerde çalışmış bir kıbrıslı kadın ile evlenmiş oturum almış ve boşanmış. daha sonra erzincanlı bir abi kardeş ile bu kasabaya gelmiş kebab dükkanında çalışmış.
belediye licence (ruhsat) yenilememiş ve bu erzincanlı abi kardeş dükkanı kapatıp tekrar londraya dönmüş ama bu sırada beyto ilk gün anamıza bacımıza düz giden kadın ile evlenmiş, kadını çok sevmiş ve bırakamamış.
sonra;
kendi imkanları ile bir karavan yaptırmış ve seyyar denecek bir biçimde kebab satmaya başlamış.
o kadar sevilmiş ki bu dennis's kebab belediye mecbur beytoya bir yer göstermek zorunda kalmış.
beytonun işleri cok iyiyiydi. deli para kazanıyordu. türkiye de yatırımları burada evi ve iki yaşında bmw si vardı.
ferhat ve erol burger king den kaçıp beytoya sığınmışlar.
kadir amcasına güvenip kaçak yollardan geldiği londradan beytoya sığınmış.
ahmet abi ingiliz kadın ile boşandıktan sonra beytoya sığınmış
özgür, ali, şenay, handan, daha ismini sayabadığın onlarca insan bu adam sığınış. kimine iş vermiş muhabbeti kesmış kiminin karnını doyurmuş ıdare edecek kadar yatacak yer vermiş.
- beyto düşünceliydi.
- dükkan açıyorlar. ama fazla etkileyeceğini sanmam.
- abi sen neden açmadın?
- bak dükkanın vergileri, elektiriği, rate si çok pahalı bu karavan neredeyse sıfır masraf. dedi
- hayırlısı olsun abi.
bir gün londra'ya west end e falan gidelim takılırız.
tamam abi dedim.
yeni bi salak gelsin sahte para soktuklarında orospulara gidelim abi dedim
yok lan sen kız yapmışşın kendine işin olmaz orospularla.
epey bi muhabbet ettik beyto ile. sonra arabaya bimndik dolaştık. lan kaç zamandır burdayım ilk kez dışarı çıkıyordum.
güzel yerler vardı.
yemyeşil. puplar falan. seni dedi bizim çocuklar ile tanıştırayım onlar pazar günleri kasanbalar arası futbol oynuyorlar takılırsın.
iyi olur abi dedim.
lan ne güzel hayat amnk.
kebaba döneni siksinler. - ertesi gün sabah saat 9 da kalktım. ev ile burger king'in arası yürüyerek 15 dakika bile değildi.
ilk kez
yıllar sonra ilk kez sabah işe gidiyordum. biraz garibime gitmişti. korkmuştum amnk. lan sabah işe giden tipleri görünce.
bu adamlar
sabah kalkarlar kahvaltı yaparlar, işe giderler, ofislerinde şurda burda çalışırlar, akşam eve dönerler, dizi seyrederler. karıları ya da sevgilileri günündeyse hafif yollu bi şikiş atarlar.
vayyy.. amnk hayata bak.
kimseyi suçlamıyorum da. kadasar beni. hep kasmıştı zaten.
neyse;
bir garip olmuştum. sabah işe gitmek.
şimdi düşünüyorumda.
anlıyorum.
gittim .
herkes ile haylaştım.
- hay
-hay
-hayyy
haylaşmak iyidir. daha önce görmediğim bir sürü zenci, pakistanlı, hindistanlı, ve orta yaş ingiliz çalışıyordu. lan nazi toplama kampı gibiydi amnk. ne bi çıtır ne kimse.
çıtırlar okuldaydı.
amnk kodumun adamları. ne işim var lan benim burda bu saate. debi de yok amnk. baktım çalışma dalga metresine bu çalışmıyor bugün.
belliydi böyle olacağı.
bir gün sabah kaltım borumbok bir gün beni bekliyor.
çalıştık yarrak gibi.
iş bitti çıktım beyto nun yanına gittim. - ccc gri ekran ccc
gitti amnk. koca sayfa. - ananı sikim yaaaa. kopyalamadık
- önümüzde ki 9 ay beyto ile heman hemen hergün takılıcaktık.
- atla dedi. dolaşalım biraz.
- abi saat 12 de dönmem lazım. özgürün yanına.
sanki külkedisiydim amnk. 12 de yetişemessem balkabağını götüme sokacaklardı.
- tamam lan. dedi döneriz.
bastık gittik. baya bi dolaştık. birşeyler yedik. bir pup a gittik birer bira içtik.
güzel gidiyordu herşey. ama bi rahatsızlık vardı bende. bir sikindirik oda ve milletin sadece vakit geçirmek için ya da sıpaların cep harçlığı için çalıştıkları bir yer meni neden bu kadar mutlu etmişti.
isveç de am üstünde fındık kırarken mutlu değildim şimdi niye sevinçten götüm tavanlara vuruyordu.
lan ne olur? amnk.
eve telefon etmem lazımdı.
- abi bi telefon edeyim.
- gel lan san bi kıyak yapayım.
aldı 6 tane 1 paundluk coins. gittik kulubeye bu bi kare mare bişeyler yaptı. sonra bi numara çevirdi ve 6 tane coinsi bastı sonra numarasını çevirdi ve konuşmaya paşladı. tam 50 p kredi kalmıştı. indirdi ahizeyi. paralar çatur çutur düştü.
wayy amnkl. bu iki sene falan idare etti beni.
o zaman ne kart ne internet nede başka birşey vardı.
- sen ne yapacaksın?
- bilmiyorum abi sara jane ile düzeltecem arayı.
- olm saçmalama gelmişssin buralara kadar al bi oturum lazım olur.
- iyide abi nasıl
- evlen, iltica et.
bakalım abi.
gittim özgürün yanına.
taktı söktü ilaçladı.
- yarın sen yaparsın. ben sana gösteririm.
eve doğru çıktım. - aslında çok kolay oturum alabilirdim.
iltica etmek yeterliydi
ya da bi karı bulup evlenmek.
hiçbir zaman düşünmedim. çok fırsatlar çıktı ama olmadı.
içimde bir hayvan.
- gideceksin burdan,
- gideceksin burdan,
-gideceksin bir gün burdan.
zor günler geçirdim ama galiba zevk aldım.
mayamızda mı var bilmiyorum. kendimi hiçbir zaman hiçbir kimseye, hiçbir bölgeye, hiç bir iklime ait görmedim.
ne zaman biraz sevmeye başladım. bıraktım gittim.
ne zaman birisi beni sevmeye başladı terk ettim gittim.
ne zaman bir iklime alıştım zıt tarafına gittim.
bilirdim hep yollara düşeceğim zamanı. çeker giderdim. dönmezdim bakmazdım ardıma.
yeni bir otam yeni bir iş .
sonra düşerdim tekrar yollara.
oda beni ürkütüyordu. televizyonu açtım. duş aldım. dolandım durdum.bu ne sikim bi hayattı be.
farkında değildim de hayatım düzene girmişti ve rahatsız oluyordum. - aradan 2 hafta falan geçmişti. artık debiye düzenli vurmakla meşkuldum. iyi kızdı hoştu.
tek korkum bir gün bulaşıkları falan yıkamaya başlaması ve etrafı toplamak isteesiydi
yapma kızım işte.
yapmadı zaten. oda biliyordu belki.
bak arkadaş;
bir kız evinizin anhtarını isteyip, evi düzeltmeye, çamaşırları yıkamaya, bulaşıkları toplamaya başladı mı.
dehleyeceksin. gelecek düşünmuyorsan. yoksa boka sarar sonu.
yok kardeşım ben seviyorum, olsun varsın derseniz. saygı duyarım.
debi iyi kızdı. okuldan cıkınca gelirsdi.
hafta sonları bende kalırdı. pek karışmazdı bana. ben de çalışıyordum genelde. epey bi arkadaş çevrem vardı. ingiliz. çevrede ki türkler. zaten beyto ile hep beraberdik.
debi gelirdi. dışarı çıkardık ara sıra.
sonra;
o dükkan açmayı düşünen adamlar geldi.
çok güzel iki katlı bir yer tutmuşlar ve tadilata başlamışlardı. uzaktan gider bakkardık beyto ile.
beytonun canı çok sıkılıyordu. bunun bi kırma kız arkadaşı vardı. annesi ingiliz baba pakistanlı. çok şeker bi karıydı. debi, ben beyto bu kız bazen dışarı çıkardık.
fakıng beyto amnk. ailecek görüşüyoruz yaaa.
yakında birbirimize misfirliğede gideriz. - işi epey öğrenmiştim.
artık yağları değişrtiriyor o makinayı kolayca temizleyebiliyordum. burger kingin bı güzel ortamı varki sorma gitsin. iki haftada bir gece pup a gidiyoruz tüm personel. personelin birbiri ile kaynaşması babaında. parasını burker king ödüyor. bayada kaynaşıyorduk.
debi artık otomatiğe bağlamıştı.
gel diyorum geliyor git diyorum gidiyordu. zaten bi gelecek düşünmesine imkan yoktu çunku daha 18yaşındaydı. okulu vardı.
hayatı nasıl yaşaması gerekiyorsa öyle yaşıyordu.
güzelleşmışti haspa.
bakıyordu kendine.
karı milleti tarla gibidir baba. bol bol sulayacaksın. sulayacaksın ki yeşersin çiçek açsın. bende fırsat buldukca suluyordum işte.
çapasını falan eksik etmiyordum.
hayatı köfteye benzetirim ben.
köfte gibidir.
tuzunu biberini soğanını iyi katarsan miis gibi olur, her türlü yersin.
ekmek arası yapar yersin, kızartır yersin, suda pişirir yersin.
ama et seçiminde dikkatli olacaksın.
hayatını baylaşağın insanda et gibidir. iyi yerde otlamış bir hayvanın etinden güzel köfte olur.
benden bi sikim olmaz mesala.
niye;
ben yarrak gibi bir adamım. yarraktan yapılan köfte iyi olmaz. damarlı olur yarrak eti kıymasıda çeker. yemeye çalışırsan o yarrağın damarları diş etlerine takılır yutamassın.
siz siz olun yarrak gibi adam ve kadınlardan köfte tadında bi hayat yaşamayı beklemeyin.
daha iyi yerde otlamış inekleri tercih edin.
peki biz niye yarrak gibi adamlarlar ile birlikte oluyoruz.
onu zaten klavye entelleri yıllardır tartılşıyor.
hatunun piç adam tercihi başlığında malum yerde. - simdi;
hayatı gerçekci yaşamak en güzeli kandırmayalım kendimizi.
bakın şimdi sizi 250 gr. amında oynatan kevaşelere(sizin kafanıza göre isinlendirme) ya da sikip skip bırakan piçlere (sizin kafanıza göre isimlendşierme)
bu insanlar bu hayatın maden işcileri.
biraz saygı duyun nefret etmeden önce.
bakın ben onlarca mesaj aldım. ne orospu çocukluğum ne de piçliğim kaldı.
a be kızan hele bi dinle önce nedir bu adamın meramı?
şimdi ben mutlu bir insanım kendi iç dünyamda birçok kompleksimi çoktan aştığıma inanıyorum.
birçok kötü olayı lehime çevirebildiğime ve daha ileri götürebildiğime, hayatın boktan durumlarına götümle gülebildiğime.
bazen bi boşalmalar oluyor. o kadarda olsun.
bu kadar net söylüyorum. yıkılmam. ağlamam.
neden?
bakın düştük bi orospunun eline yatırıp sikmediği kaldı tecrube oldu. hatalarımız. ondan sonra pek hata yapmadım.
ben oyunu kurallarına göre oynadım. benim kurallarıma uymayanlar tecrübe kazandı.
benim tarzımda adamlar bu hayatın maden işcileridir.
ben kadınların akıllarını başlarına almasını sağlarım.
hayatım boyunca bir kadına değil şiddet bağırmadım bile.
hep güzel hatıralar yaşatmışımdır. bir çoğu ile görüşürüm yazışırım.
ben gittikten sonra muhasebe yapmıştır bir çoğu ve hatayı kendilerinde aramışlardır.
aynı hataları yapmayanlar;
senelerce dirsek çürütmüş, yarınları için bu günlerini sikmiş yarrak gibi bir ofiste milletin anasını sikmek için kariyer peşinde koşarken kendi anası sıkılmış hafif göbekli bir abi bulup mutlu huzurlu bir hayat yaşamıştır.
ben hayata hazırlarım. - hayat dedik de hayat bazen öyle bi sikiyor ki adamı.
bi abim vardı. bu olaylardan sonra geldik işte alanya'ya çok düzgün bir adamdı. hiç evlenmemiş. kendi kurallarına göre yaşamış kılas bi adam. güzel bi evi kendine göre bi geri gönül adamıydı bu. candı beee.
derdi ki;
- ben herşeyi yaşadım bu hayatta. gitmediğim yer kaladı, sikmediğim am kalmadı. yaşamadığım an yalamadığım am kalmadı.
bi götümü siktirmedim onuda gider ayak deniyecem.
- ya baba göt siktirmek caiz değil.
- olm. sünnet sünnet bi deneyecem.lan ben ölümden korkmuyorum. yaşamaışım hayatı dibine kadar. götümü siktirmekten mi korkacam.
böyle bi abim di.
birgün yine kaleye çıktık. aldık biralarımızı geyikliyoruz. bu başladı ağlamaya.
- lan şu güzellikler bırakılır da gidilir mi be.
- abi ne oldu.
- lan şu manzaraya bak. şu havaya suya bak. bırakıp da gidilir mi.
tek tesselim şu hayatımı boktan düzen uğruna kimseye yar etmedim. kendim yaşadım, kimse için yaşamadım.
vefat etti üç ay sonra.
kansermiş zaten. - özgür geldi.
- naberl, lan romantik krebabcı.
- olm. ne kebabı lan. kebab mı kaldı??
- ya siktir et bu akşam parti var bizim mark ın evine gideceğiz. sen de gel. gelirken dde içeçek birşayler getir adettendir.
- olm ne getirim jack, civas falan.
- olm manyakmısın git en ucuzundan cider falan al.
mark kolombiyalı bir çocuktu. galiba kaçmiştı. kolombiyada kokain yüzünden büyük aileler hep kandavasındadır. çocuğun adı falan sahteydi. bok gibi parası vardı. düzenli geliyordu ve okuyordu . özgürün kankasıydı. bide kanadalı bi çocuk vardı. bunlar hiç ayrılmaz.
akşam gitti aldım iki galon en ucuzundan iki literelik cider. bastım gittim.
dayandık kapıya.
içeerisi kalabalık. tanıyorum zaten birçoğunu. kızlı erkekli 20 kişi falan var. ev oldukca genis ve iyi döşenmiş.
özgür daha gelmemişti.
asrsolistler en son çıkar ya sahneye. amına godumun fakingi.
bi kız vardı paso sarıyordu. ortaya bi kazan koymuşlar getiren içkileri döküyorlardı kalıp buz vardı.
lan düzgün kızlar vardı.
özgürde geldi.
saat 11 e doğru millet zaten kelle paça olmuştu. olmayanlar duman altı olmuştu.
bi kız vardı kesiyordum inceden. saat 1 oldu ben hala kızı kesiyorum. millet tutuğunu sikiyor.
lan pompeyi yakan allahım şu artamı görse bizi işinlar. tutan tutanı sikiyor.
ben hala kızı kesiyorum.
piçin bir aldı kızı götürdü sikmeye. - lan bu işin bi ayarı yoktu. tutan tutağunu sikiyordu.
miden bulandı. ben bu kadar boktan bir ortamda bulunamazdım. nefret ettim kendimden ve bu olanlardan.
insanlar böyle nasıl aşşalık olabiliyor diye düşünmedim bile. amnk lan bulmuşum madeni bırakırmıyım bende zıpladım.
manyak ötesi bir gece olmuştu. sızana kadar ölene kadar her bi bok dönmüştü.
millet çatır çatır sikişiyor. o kestığım kızın yanına gittim. zaten salça olmuşuz.
sabah nasıl oldu hatırlamıyorum bile.
sikimiz süngere dönmüştü.
baktım millet sızmış hala.
lan sendeleyerek kalktım. belki bi ekmek çıkar takatım bile yoktu ama. gittim kızın birinin yanına
siktir etti.
öbürünün yanına siktir etti.
hepsi siktir etti amnk.
özgğürü bekledim bıraz uyandı çıktık dışarı.
amına godumun fakıngleri pek de göründüğünüz kadar can sıkıcı değilsiniz. - sonra bu dükkan açıldı.
ama beytoyu hiç eklimedi. beyto isim yapmış bir adamdı ve yıllardır buradaydı. ilk iki hafta zaten ak koyun kara koyun ortaya çıkmıştı.
kendime bakıyordum beyto ile londraya gidiyorduk. debi duruyorde vardı birkaç kırık daha. debi arıza yapmıyordu o da biliyordu.
keyfim yerinde mi değil mi bilmiyorum. değildi aslında ben böyle bi hayat istememiştim ki.
en fazla pederi dinlerdim gardıyan olurdum ya da bi otele işe girerdim az am sikerdim ama rahat yaşardım.
ya da isveçlinin yanında kalırdım.
o öderdi bundan daha kral bi hayat yaşardım.
o günlerden bi foto.
http://i1007.hizliresim.com/2010/7/20/308.jpg
iyiydi ortam yani.
ama batıyordu. - beyto'nun işlerinde hiç bir aksama olmamıştı.
adam işini düzgün yapıyordu ve ekmek teknesine karşı hiçbir zaman sorumlıluklarını kaybetmemişti.
kendisinden geçerdi çalışırken.
beytonun keyfi iyice yerine gelmiş ve yüzünde çiçekler açıyordu.
hafta sonları yani cumartesi akşamı bunların para sikme günüydü.
para harcamak çok farklı
para sikmek çok farklı kulvarlardır.
para kazanırken ananız sikiliyorsa ve o para için dünyanınız kararıyorsa o parayı harcamaz düpedüz sikersiniz.
kebabcılar böyleydi.
bir de bu yük gemisinde çalışan denizciler. kargo gemileri yani. aylarca gemide kaldıktan sonra ilk karaya indiklerinde sikerlerdi parayı.
bizim kebabcılar malın önde gideniydi.
sabah akşam kumar oynarlardı.
at yarışı, köpek yarısı. hafta sonlarıda gazinoya giderlerdi. lan adam soluklanmak için iki bira içmeye pup a giderdi. kumar makinaların karşısına otururdu.
ben de takılırdım bu nlara bazen.
giderdik londrada ki gazinolara.
fehat başlardı.
- la betyo geçen hafta bastığım paralarla halıları değiştirmiş bu fakinler
- fakin yarram senin bastığın paralarlada personele yeni elbise yaptırmışlar.
girerdik içeri bunlar kendilerinden geçerdi.
ben yer içer sıçar ordaki karılarla geyik yapardım.
kumar hiçbir zaman oynamadım.
küçük kumarları sevmem.
geleceği, sevdiği, ailesi, yaşamı üzerine kumar oynayan benim gibi tipler başka kumar oynamasına gerek yoktur. kesmez.
bunlar basarlardı paraları biri kazanır biri kaybder. kazanan öbürlerine karı ısmarlardı.
giderdik sauna lara verirdik parasını masaj yaptırıp sikişirdik.
hiç kasmam abi.
am olsunda yer, konum, tarz fark etmez.
ısmarlardı güzel kardeşlerim sağ olsun. - ama kumara harcadıkları para ile düzgün bi yaşam sürebilirlerdi.
memleketteki yatırımlarını artırabilirler. yani ne bileyim daha düzgün işler yapabilirlerdi.
ama işte kebab da çalışan insan sağlıklı düşünemez ki. anlatamassın adamı illaki sikecek parayı.
ben ankaralıyım
pavyonları çok severim. ama öyle cebeci, maltepe pavyonlarını değil. dışkapı, ismet paşa ulus daki batakhaneleri. batakhanelere bayılırım.
öyle sosyolojik, piskolojik gözlem yapmak için falan gitmem. alırım kaşıkları şakır şakır oynamaya karşı masaya yanarlı meyva tabağı ısmarlamaya, komi kültablası değiştirirken cebine para sıkıştırmaya giderim.
işte ulus da bi arkadaşımın oteli var. bu pavyon karıları kalır. evlerinde kalmaz bunlar pek belalısı olur, salça olanı olur. otelde kalırlar. bu kadınlar izinli günlerinde pavyona eğlenmeye gider amnk.
lan hergece ordasın yok. illa gidecek.
kebabcı milleti de öyleydi.
pek uyuşturucu problemi olan yoktu. ara sıra çekeni, tüttüreni oluyordu.
kumar en büyük illetti.
beyto, ferhat, ahmet abi, ali, ve bir çoğu bu boka bulşmışti.
auper kızlarımız vardı.
gariban kızlar işte. gelirlerdi dıl kursuna bok temizlerlerdi. bi ara bende gitmiştim bu dil kursuna.
amnk koyum öyle kursun be baba. 30 tane tip ile dil mi öğrenilir. takılmadım fazla.
auper kızlar içler acısıydı.
çalışma saatleri kısıtlıydı. gidecek yerleri yoktu. sanslı olanları iyi bir ailenin yanına düşenler mutluydu.
ama vardı orospu çocukları, kızları bezdirmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. bir hollandalı ya da isveçli aupere davrandıkları gibi türk, tayland, tunus lu auperlere davranıyorlardı. bok temizletiyorlardı.
zaten gelen kızların da çok azı dil eğitimi falan gelmiyordu. herkes götünü kurtarma derdindeydi. büyük umutlar ile geliyorlardı yıkım da büyük oluyordu. - kaçan göçen yolunu şaşıran beytoyu bulurdu.
beyto severdi insanlara yardım etmeyi. kendisini öyle avutuyordu belki. kaç kişiye iş bulmuş, özgür ile bir de baran vardı. beraber kaç kişinin götünü kurtarmışlardı sayısı bilinmez.
pek şeker tiki kızlar erkekler gelirdi dükkana. oxford yakındı bize. tatile gelen beyaz türkler, sert okullarda okuyan yuppi türkler gelirdi.
mal her yerde mal. pek fark etmiyor.
acıyarak bakarlardı bize. utanırlardı. kolaymıydı bizim yüzümüzden türkiyenin imajı borumbok oluyordu. herkez bizi kebab ile anıyordu. tabii zorlarına gidiyordu.
hem döneri böyle değiştirmeye ne hakkımız vardı. mılli yemeğimizdi, ayrıca bok gibi de ingilizcemiz vardı ve gerçekten utanç vericiydi.
ne yapalım amına koduklarım.
yoga dersimi verelim? ekmek parası çıkarmak için.
anlatamassın ki.
mal heryerde mal. - seneler geçmiş. ben zaten sıyırmışim. galler bölgesinde allahın siktir ettiği bir yerde. sanatımı icra ediyorum.
gelirdi böyle mallar. bi afra bi tafra sanki sadaka verecek.
amına kodumun evladı,
şanzelize de yüksek gerilim kulesi gibi eyfel kulesini seyrederken götün tavana vururuyor. elektirik direği gibi eyfele bakarken orgazm oluyorsun.
biz yapıyoruz mis gibi döneri ne afra tafra yapıyorsun.
geldi bir gün bi mal.
- hiii.
falan çekiyor. lan bildiğin bizim oralı bu kız. yanındada o çok meşhur aksanı olan bi ingiliz elaman. lan biz bu lavukları can sıkıntımız geçsin diye tokatlıyoruz.
karıda bi afra bi tafra. ingilizce falan konuşuyor.
adamın zoruna gidiyor amnk. karı anlatıyor işte şöyle döner olsun böyle lavvli olsun. ingilizcesi bizden biraz hallice.
verdik
- pilizzz. no onyinn not tu maççç.
falan yapıyor.
karıya bizim bi abi var kafa atacak, ben tutuyorum.
iyi eyvallah.
yanındaki elaman hazır olda.
ne güsel ne güselll.
neyse bunlar aldılar kebablarını gittiler bi masaya oturdular.
karı bi geldi.
this kabababb (ananı zürriyetini sikim) not cook well. look?
ulan dalacaz kaltağa.
bizim abi türkce.
- ee.. yavrum ciğ yarrağı her gün ağzına alıyorsun da çiğ kabbaabbb mı zor geldi. o da çığ buda çiğğ. - vardı böyle mallar. lan ne istiyorsunuz bizden. bırakın ya.. kimse kolundan tutup sokmuyor ki içeri.
güzel insanlarda gelirdi.
bi çocuk vardı. türkiyenin en tanınmış ailelerinden birinin evladı. can dı be. adamın yüzüne vurmuştu efendilik.
yakınımızda natonun bi sikim sokum bölgesi vardı. bizim tsk nın pilotları gelirdi. ray banları çeker.
gelen giden pek eksik olmaz dı.
en pacozu, hayatı en ıskalamış olanı, bize şekil yapardı.
ama düzgün insanlarda gelirdi.
düzgün insan derken.
bi selan versin bi hal hatır sorsun. bu bize yerdi. - güzeldi aslında. yünanydıd kindom. iyi taraflarıda çoktu.
kimse kimsenin götündeki kot pantolonun markasına bakmazdı.
bir belediye işcisi ile bir banka müdürü aynı masada aynı ortamda bulunabilirdi.
oxfort mezunu bir kız kendisine asılan üst düzey kariyer sahibi bir adamı siktir çekip, bir markette çalışan adam ile sabahlara kadar sikişebilirdi.
ne elaman bir gelecek beklediği kadından temiz bir geçmiş beklerdi.
ne de
o kadın o elamanı geleceğe bir yatırım olarak görürdü.
sorun kendinize;
bir ömür paylaşmayı düşündüğünüz insanın geçmişi beynininizi kemirmedimi.
siz de soru kendinize kızlar.
bir ömür paylaşmayı düşündüğünüz insanın etiketi, kariyeri ve götüne giydiği kot pantolonun markası sizi kasmadı mı.
böyledir benim memleketim.
adamlara bok atıyoruz, kızlarını sikiyoruz bi onlar salak biz akıllıyır.
böyledir benim memlektimin kuralları.
bir adam bir kadından tamiz bir geçmiş.
bir kadın bir adamdan güvenli bir gelecek bekler.
sonuç;
sonuç ortadada ben mi anlatayım amk. - iç huzur önemli babuşlar.
paran, karizman varsa sen romantik serseri olursun.
yoksa allahın apaçisi.
bakın 50 yarrak yemiş karılar sizin ve benim analarımızın ablası sabah programlarında.
lan bu memlekette diz üstü etek giydi diye iki tane lise öğrencisi cocuğa şırınga ile asit fırlattılar.
sonra paranın köpeği olmuş orospu cocukları diyorsunuz.
iç huzur önemli bir konu. - sonra yazıyorsunuz amnk.
kapıcı cocuğu geçmişte ezildimişliklerinin acısını milleti sikerek çıkardı.
yarrak çıkardı afedersin.
ben hayatı olması gerektiği gibi yaşamaya çalıştım.
allahın belkide bana verdiği bir meziyet sayesinde götünde ki kot pantolonun markasından öne geçtim.
beyler sisteme karsı cıkmak ıyıdır.
ama sıstemın bir parcası olup maaşa baglandıktan sonra bana maden işcilerinin hakkını aramak ayıptır. kahpeliktir.
çok moda bir geyik dönüyor.
bakıre kızla evlenmeyen yobazlar.
bu devirde bakire kız arayan mallar.
ananın amı.
lan orospu çocuğu niye böyle oldu pekii.
ben o kızı bulana kadar senelerce dirsek çürüttüm. askerliğimi yaptım. elim ekmek tuttu.
işe başladım. evimi kurdum.
ondan sonra onunla tanıştım.
benim giyimimi beğendi, tarzımı sevdi.
beninle birlikte güvenli bir geleceğe yelken açaçağına inanarak benimle ilgilendi.
eeee...
bu amına kodumun karısı bu kadar beklentisi varda. benden iki damla kanı niye esirgiyor. ne hakkı var.
geçin kardeşim. - dümya tarihine yön vermiş çok şekilli filozofalr söylemiş
çok kafa bilim adamları söylemiş.
her erkek demiş ki;
kadınları anlamak zor.
getirin bana jr.angutyus cevaplasın amk.
nesi zor lan.
gayet kolay.
abi sen kadına söylüyormusun ne istediğini. anlatıyormusun meramını.
sen çizmişssin sınırlarını kurmuşşun siperlerini karşıda ki kadnın bu siperleri çarpışa çarpışa kan kaybederek geçmesini ve ağır yaralı bir biçinde kucağında sana yalvarmasını bekliyorsun.
bekle amına kodumun oğlu bekle.
seni anlar.
sana hak verir. - bir kadına ya da bir erkeğe yapabileceğiniz en büyük kötülük onun istediği gibi olup sonra da siktirip gitmektir.
ben ömrümde hiç bir ilşkimde kavgalı, dövüşlü ayrılmadım.
ben aşk adamıyım kardeşim.
benim ile olan her kadına saygı duyarım. o ne isterse ben onun emrindeyim.
bana kendisini sunuyor. kadınlığını bedenını sunuyor.
daha ne yapsın.
var mı bunun ötesi.
aklınızı başınıza devşirin sahip çıkın kadınınıza. iki bira içtikten sonra sabah pişman olacağınız laflar- hareketler yapmayın.
ben böyle yapmadım.
belki kendi egomu tatmin etmek için en büyük kötülüğü yaptım. onaların olmamı isteği gibi oldum. kendime alıştırdım ve terk edip giderken bundan zevk aldım.
düşünüyormda;
terkedip giderken çok zevk aldım.
şimdi bile aynısını yapıyorum galiba.
bir güm burayı da terk ederim.
öylece bırakıp giderim.
siz bana alıştınız ben size alışamadım. ben kuralları, etiketleri sevmem. - ben alışamam.
beni kasar.
bakın ben sevmem bir bekleyenim olmasını.
içimi acıtır.
ben anlık, günlük ve zamanın adamıyım.
ben bir yere ait olamam.
ve bir yer ile anılmak istemem devamı: http://inci.sozlukspot.com/w/lan-beyler-size-beytonun-hikayesini-anlatay%C4%B1m-m%C4%B1/
- dayanacak güç yoktu da.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder